Avrupa'yı sarsan bir sağlık skandalı, 14 ülkede yüzlerce aileyi etkiledi. Kanser gelişimini önleyen TP53 geninde ölümcül mutasyon taşıyan bir sperm donöründen doğan yaklaşık 200 çocuğun yüksek riskli genetik bozuklukla dünyaya geldiği ortaya çıktı. Bazı çocuklar ise şimdiden hayatını kaybetti.
EBU Araştırması Skandalı Ortaya Çıkardı
Avrupa Yayın Birliği (EBU) koordinasyonunda yürütülen soruşturma, Danimarka merkezli European Sperm Bank (ESB) aracılığıyla gerçekleşen bağışların yıllarca kontrolsüz şekilde kullanıldığını ortaya koydu. ESB, donörün spermlerinin "aşırı derecede" kullanıldığını kabul etti.
17 Yıl Boyunca Sperm Bağışı Yaptı
Rapora göre, adı açıklanmayan donör, öğrencilik döneminden itibaren 17 yıl boyunca sperm bağışında bulundu. Tüm rutin testleri geçmesine rağmen, spermlerinin bir kısmında TP53 geninde mutasyon bulundu. Bu mutasyon, Li-Fraumeni Sendromu adı verilen ve çocukluk çağında başlayan ağır kanser türlerine yol açan bir genetik bozuklukla ilişkili.
TP53 Mutasyonu Nedir?
Uzmanlara göre TP53 mutasyonu taşıyan bireylerde:
Yaşam boyu kansere yakalanma riski %90'a kadar çıkabiliyor,
Özellikle çocukluk çağında beyin tümörleri, kemik kanserleri ve lösemi riski yüksek,
Hastalık genetik olarak taşınabilir ve etkileri yaşam boyu sürebilir.
Avrupa'da Yayılma Alanı Geniş
Donörün spermleri, doğrudan veya dolaylı olarak şu ülkelerdeki tedavilerde kullanıldı:
Doğumların gerçekleştiği ülkeler: Danimarka, Belçika, İspanya, Almanya, Yunanistan,
Sperm satışı yapılan ülkeler: İrlanda, Polonya, Arnavutluk, Kosova,
Tedavi gören ancak resmi satış yapılmayan ülke: Birleşik Krallık (bazı İngiliz kadınlar Danimarka’da tedavi gördü)
İsveç’te de çok sayıda vakaya rastlandığı belirtiliyor.
İlk Bulgular Korkutucu: 67 Çocuktan 10’unda Kanser
EBU’nun yayımladığı ön rapora göre:
67 çocuk incelemeye alındı.
23'ünde TP53 mutasyonu saptandı.
10 çocuğa şimdiden kanser teşhisi kondu.
Bazı çocukların ise hayatını kaybettiği açıklandı.
Sperm Bankasından Açıklama: "Tespit Etmemiz Mümkün Değildi"
European Sperm Bank, ailelere başsağlığı dileyerek şu açıklamayı yaptı: “TP53 gibi nadir genetik mutasyonlar, mevcut test protokollerinde rutin olarak taranmaz. Bu durum, bilimsel ve etik tartışmaları beraberinde getiriyor.”
