05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi DÜNYA Bilim insanları en acı maddeyi buldu

Bilim insanları en acı maddeyi buldu

Almanya’da keşfedilen 'Amaropostia stiptica' mantarından elde edilen acı bileşikler, insan vücudundaki tat reseptörlerini nasıl etkiliyor?

Almanya'nın önde gelen bilimsel araştırma kurumlarından biri olan Leibniz Gıda Sistemleri Biyolojisi Enstitüsü, dikkat çeken bir çalışmaya imza attı. Enstitüde görevli bilim insanları, 'Amaropostia stiptica' adlı raf mantarı türünden üç ayrı kimyasal bileşik izole etti. Bu bileşiklerin ortak özelliği ise acı tat reseptörleri üzerindeki çarpıcı etkileri. Özellikle içlerinden biri olan oligoporin D, oldukça düşük dozlarda dahi insan dilindeki acı tat sensörlerini aktif hale getirebiliyor.

Yapılan detaylı analizler, söz konusu bileşiklerin toksik yani zehirli olmadığını, ancak tat profilleri açısından son derece yoğun ve rahatsız edici bir acılığa sahip olduklarını ortaya koydu. Ancak araştırmanın asıl dikkat çeken yönü sadece ağızla sınırlı değil. İnsan vücudundaki acı reseptörlerinin, ağız dışında da mide, bağırsak, kalp ve akciğer gibi hayati organlarda yer aldığı belirtildi. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: "Acı tat algısı, sadece bir savunma mekanizması mı, yoksa daha geniş biyolojik roller mi taşıyor?"

Araştırma ekibinden Dr. Maik Behrens, bu bulguların sadece tat duyusu açısından değil, biyolojik evrim ve metabolik süreçler açısından da değerli olduğuna dikkat çekiyor. Dr. Behrens, "Topladığımız her yeni acı bileşik ve reseptör verisi, bu sistemin nasıl çalıştığını anlamamıza ışık tutuyor. Zamanla bu bilgilerle yeni bileşiklerin etkilerini önceden tahmin etmek mümkün hale gelecek" ifadelerini kullandı.

Bu açıklama, sadece bilim dünyası için değil, ilaç ve gıda endüstrisi için de yeni kapılar aralayabilecek bir vizyon sunuyor. Acı tat üzerinden çalışan reseptörlerin, bir gün hastalık tanısı ya da tedavisi gibi alanlarda kullanılma ihtimali, bu alandaki merakı ve yatırımı artırabilir.

Evrimsel Bir Uyarı Mekanizması mı?

Acı tat, tarih boyunca canlıların kendilerini zehirli ya da zararlı maddelerden korumasına yardımcı olan bir algı olarak kabul edildi. Ancak bu araştırma gösteriyor ki, acı tat sadece bir uyarı sinyali değil, aynı zamanda vücutta başka sistemlerle entegre çalışan karmaşık bir algı ağı. Özellikle acı bileşiklerin farklı organlarda da etkili olması, bu tat duyusunun çok yönlü bir savunma ve haberleşme mekanizması olabileceğini düşündürüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *