Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Madleen adlı gemide bulunan 12 insan hakları aktivistinden 4’ü ülkelerine gönderilirken, kalan 8 kişi İsrail’deki Givon Tutukevinde göç mahkemesi önüne çıkarıldı. Aktivistler, sınır dışı edilmelerine yönelik sunulan belgeleri imzalamayı reddettikleri için yargı süreciyle karşı karşıya kaldı.
Aktivistlere yasa dışı giriş kabulü şartı
İsrailli insan hakları hukuku örgütü Adalah’ın avukatlarından Lubna Tuma, müvekkillerini temsil ettiği duruşma sonrası yaptığı açıklamada, aktivistlere Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'na getirilmelerinin ardından bir evrak sunulduğunu söyledi. Bu belgede, aktivistlerin İsrail'e yasa dışı yollarla girdiklerini kabul etmeleri isteniyordu. Ancak bu dayatma karşısında birçok aktivist belgeyi imzalamayı reddetti.
Tuma, bu belgeyi imzalamanın aktivistlerin İsrail’in resmi sınırlarını kendi rızalarıyla geçtiğini kabul etmek anlamına geleceğini, oysa durumun tam tersi olduğunu vurguladı.
“İsrail’e değil, İsrail tarafından getirildiler”
Avukat Tuma, Madleen gemisinin uluslararası sularda İsrail kuvvetleri tarafından alıkonulduğunu belirterek bu müdahalenin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etti. İsrail’e giriş yasasının yalnızca gönüllü olarak ülkeye giriş yapanlara uygulanabileceğini vurgulayan Tuma, "Bu insanlar kendi iradeleriyle değil, zorla İsrail’e getirildiler. Bu bir giriş değil, açıkça bir kaçırmadır," dedi.
Bu değerlendirme, Filistin davasına gönül vermiş insan hakları savunucularını hedef alan bu tür uygulamaların uluslararası vicdanda nasıl bir karşılık bulacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Tuma'nın açıklamaları, bu müdahalenin sadece hukuki değil, ahlaki bir sorgulamayı da gerekli kıldığına işaret ediyor.
Gazze'deki kıtlığa insani yardım engeli
Tuma, Madleen gemisinin amacının Gazze’ye insani yardım ulaştırmak olduğunu ve İsrail'in bu yardımı engellemesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Açıklamasında, "İsrail yönetimi, bu müdahaleyle Gazze’de yaşanan kıtlık krizine doğrudan suç ortağı olmuştur," ifadelerini kullandı. Bu sözler, sadece bir hukuk mücadelesini değil, bir insanlık meselesini gündeme taşıdı.
Güneş altında tutuldular
Duruşmanın diğer önemli boyutu ise aktivistlerin alındıkları andan itibaren maruz kaldıkları kötü muamele oldu. Avukat Tuma, gece saatlerinde alıkonulmalarına rağmen gün boyunca yakıcı güneşin altında bekletildiklerini, ancak genel sağlık durumlarının iyi olduğunu açıkladı. Müvekkillerinin fiziksel şiddete maruz kalmadıklarını ve temel ihtiyaçlarının karşılandığını belirtti. Ancak bu muamele, insani haklar bağlamında ciddi soru işaretlerini beraberinde getirdi.