Aliyev’in Rusya’ya farklı Türkiye’ye farklı yanaşması Türk kamuoyunu adeta ablukaya alarak yanlış yönlendirmesi sonucu bugün Şuşa okul meselesi ciddi bir krize dönüşmüştür.

Prof Dr. Hasan Oktay'ın TARSAM( Tarihistan Stratejik Araştırmalar Merkezi) yayınlanan haberinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Şuşa'ya okul yapılması memselesindeki krizin altında yatan gerçekleri açıklarken devrede Rusya,Fransa ve İran'ın bulunduğunu kaydetti.

Oktay: MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli Karabağ’daki gelişmeler üzerine Şuşa’da bir ilkokul açılması için harekete geçti. Bahçeli aynı zamanda Zengezur koridorunun açılması konusunda ısrarlı açıklamalar yapmış olması bu maddenin Moskova’daki 10 Kasım anlaşmasına girmesini sağlamıştır. Türk milliyetçileri Azerbaycan konusunda Karabağ konusunda son derece hassas oldukları için 1992 Karabağ krizi çıktığında cepheye savaşa gitmişlerdi. Azerbaycan ordusu cephede arkasında Türkiye’nin desteğini gördüğü için yüksek bir his ve heyecan ile savaşmış, hatta bozkurt işareti yaparak resimler çekinilmiştir. Bu savaşın ruhunu MHP, Türk Milliyetçileri oluşturmuş, savaşın sembolü de Bozkurt olmuştur. Savaş bittikten sonra işgal altından kurtarılan toprakların imarı yerleşime açılması süreci başlamıştı. İşte bu noktada Devlet Bahçeli Şuşa’nın imarına altyapısına katkı sağlamak için bir ilkokul ile süreci başlatmıştı. Heyetler görüşmüş ve okulun temelinin atılma aşamasına gelinmişti. Ne olduysa oldu ve Devlet Bahçeli Şuşa’da okul yapmaktan vazgeçti. Ülkü Ocakları da bu gelişme üzerine bağış olarak topladığı okul yapım için kullanılacak paraları bağışçılara iade etti. Devlet Bahçeli bir iyi niyet göstergesi olarak Şuşa’nın imarına katkı sağlamak için atmış olduğu adım Azerbaycan tarafından engellenmesi söz konusu olmuş ve buna da gerekçe yapılacak okulun Şuşa’nın mimari yapısına uygun olmayışı ileri sürülmüştür.

RUSYA FRANSA VE İRAN DEVREDE

Bahçelinin okulu bütün dünyanın dikkatini çekmiştir ve bu okulun engellenmesi Dağlık Karabağ’a statü kazandırılmasının ilk adımı olarak görmüşlerdir. İran dışişleri bakanı Cevat Zarifi başta olmak üzere Rusya ve Fransa Türkiyenin bölgedeki etkinliğini kırmak adına son derece stratejik hamle üstüne hamle yapmaktalar. Paşinyanın Fransaya yapmış olduğu seçim gezisi neticesinde Makronun yaptığı açıklamada Dağlık Karabağa bir statü sürecinin başlayacağını görmek gerekir. Biden’in soykırım açıklaması, Makronun statü peşinde koşması Ermenistan üzerindeki Rusya Batı kavgasının son tangoları oynanmaktadır. Aliyev Rusya’ya şirin gözükmek için Bahçelinin okuluna izin vermezken Fransa ile İran Dağlık Karabağ’da Rusya’ya yeni bir defacto devlet hediye etme niyetindedir. Bu stratejinin en önemli hedefi ise Türkiye İle Azerbaycan’ın arasını açmaktır. Paşinyan yeniden seçilmek için batı alemini arkasına almaya çalışırken böylece Ermenistan Rusya dan kurtulurken Aliyev ise Rusya ile hareket ederek Paşinyana karşı Koçaryanı desteklemek zorunda kalmış ve Dağlık Karabağı Rusya’ya vermek üzeredir. Aliyev ateş ile oynuyor Şuşa ile ilgili Rusya’dan izin almadan adım atmamış olması Dağlık Karabağ konusunda ikircikli davranılmasına sebep olmuştur. Ateşkes anlaşmasında Türkiye yer alamamıştır. Zengezur koridorunun açılması konusunda Azerbaycan gerekli gayret göstermemektedir. Bahçelinin okuluna hiçbir gerekçe göstermeden iptal ettirilmesi Azerbaycan’ı bölgede Rusya’ya itiyor ve batı aleminden uzaklaştırıyor. Fransa ve ABD bölgede Ermenistan’ı Rusya’dan kurtarmak için Azerbaycan üzerinden Dağlık Karabağ’ı Rusya’ya yem olarak mı verecek. Azerbaycan Rusya’nın baskıları ile Türk milliyetçilerine mesafe koyarak Dağlık Karabağda neler yapmak istiyor. Bu soğuk duş Türk milliyetçilerine dışpolitika kulvarını açacaktır.

Editör: Haber Merkezi