Türk dünyasının dini liderleri Bakü'de buluştu. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "Müslümanlar, coğrafyalarındaki tüm sıkıntıları çözebilecek, kardeşlik, dayanışma ve barış ortamını tesis edecek birikime, irfana ve imkana sahiptir. Aynı inancın, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları olarak bizler yedi kıtaya ilim, hikmet, sevgi muhabbet, taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Bugün de inancımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilham ile nice güzel çalışmalar yapacağımıza ve daha güzel bir geleceği beraberce inşa edeceğimize inanıyorum"

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Üye Ülkeleri Diyanet İşleri/Dini İdare Başkanları III. Toplantısı yapıldı.

Azerbaycan Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, TDT Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Kazakistan Müslümanlarının Dini İdare Başkanı Başmüftü Nauryzbay Taganuly, Özbekistan Müslümanları İdaresi Reisi ve Başmüftü Nuriddin Haliknazarov ve Türkmenistan Başmüftüsü Yalkap Hojaguliyev katıldı.

Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan etkinlikte konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, insanoğlunun dünyayı krizler yumağına çevirdiği, varlığın yalnızca maddeyle, bilginin sadece aklın verileri ile izah edildiği ve ahiretin yok sayıldığı bir çağda yaşadıklarını söyledi.

Erbaş, teknolojik üstünlüğü sebebiyle toplumları etkisi altına alan Batı medeniyetinin insanlığı ve tüm yeryüzünü bir bilinmezliğe doğru sürüklediğini ifade ederek, söz konusu zihniyetin egemen olduğu son birkaç asırdır dünyanın büyük bir kısmında insanların açlık, yoksulluk, sefalet ve sosyal problemlerin kıskacında hayatta kalma mücadelesi verdiğini, diğer yanda azınlık sayılacak mutlu bir kesimin ise insanlığın ortak zenginliğini bencilce tükettiğini kaydetti.

Küresel güçlerin vekalet savaşlarının bedelini çok zor ve acımasız şekilde sivil ve masumların ödediğini söyleyen Erbaş, "Bu ortamda bizlere düşen en büyük vazife iyiliğin yolunda yürümek, yeryüzünün imar ve ıslahı için gayret etmektir. Bugün İslam coğrafyasının da ciddi sorunlarının, derin krizlerinin olduğunun elbette farkındayız. Ancak bu durum bir umutsuzluğun ya da çözümsüzlüğün ifadesi değildir. Müslümanlar, coğrafyalarındaki tüm sıkıntıları çözebilecek, kardeşlik, dayanışma ve barış ortamını tesis edecek birikime, irfana ve imkana sahiptir. Bizler tüm olumsuzluklara ve zorluklara rağmen asr-ı saadetin insanı yücelten, asırları aşan nadide örneklerini yeniden bu çağa taşıyabiliriz. Bizler, peygamberimizin gösterdiği ümmet şuurunu yeniden diriltebiliriz. Bizler, tarihe yön veren o muazzam medeniyeti yeniden kurabiliriz." ifadelerini kullandı.

Erbaş, İslam dünyasının meselelerini çözüme kavuşturmak için din adamlarının gerekenleri kapsamlı ve kararlı şekilde ele alması gerektiğine vurgu yaparak, "Bugün âlimlerimize, entelektüellerimize, bilim adamlarımıza, dini teşkilatlarımıza düşen en büyük görev, sahih dini bilginin üretimi için seferber olmak ve üretilen bu bilginin çocuklarımıza, nesillerimize öğretilmesini sağlamaktır. En acil ve öncelikli meselemizin bu olduğunu düşünüyorum. Zira inancını, tarihini, medeniyetini, değerlerini bilmeyen bir toplum ve nesil sağlıklı ve aydınlık bir gelecek inşa edemeyecektir. Dahası, inancından uzak ve değerlerinden habersiz nesiller, din istismarı ve din üzerinden şiddet ve terör üreten yapılar karşısında zayıf ve savunmasız kalacaktır." diye konuştu.

Gençlerin dini eğilimlerini etkileyen akımlara karşı gerekli çalışmaların yapılmasının ve aile yapısının güçlendirilmesine yönelik faaliyetlerin öncelik arz ettiğini vurgulayan Erbaş, şunları söyledi:

"Bizler Müslüman dini liderler olarak bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve merhamet duygusunu kökleştirmek, inançların istismar edilmesini engellemek ve özellikle din üzerinden terör ve anarşi oluşturulmasına engel olmak için ciddi çalışmalar yapmak zorundayız. Bizler din hizmeti ve eğitimi ile milletlerimizin manevi hayatına rehberlik eden kurumlarız. Dini teşkilatlar adeta milletlerin kalbi gibidirler. Zira din hizmeti ve eğitimi doğru bilgi ve yöntemle karşılanmadığında istismara açık hale gelmekte ve pek çok soruna neden olabilmektedir. Bunun için özellikle gençlik, aile gibi konular başta olmak üzere, tecrübe paylaşımı, müfredat, kaynak, materyal geliştirme gibi alanlarda ortak çalışmalar oldukça önemlidir.

Aynı inancın, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları olarak bizler yedi kıtaya ilim, hikmet, sevgi muhabbet, taşıyan bir medeniyetin mensuplarıyız. Bugün de inancımızdan aldığımız güç ve tarihimizden aldığımız ilhamla nice güzel çalışmalar yapacağımıza ve daha güzel bir geleceği beraberce inşa edeceğimize inanıyorum. Bu manada, Türk Devletleri Teşkilatının ve üye ülke dini idarelerinin ortak akıl ve irade, istişare ve iş birliği ile yapacağı çalışmalar nice hayırlı hizmetlere vesile olacaktır. Bütün insanlığın aydınlık geleceğine ve müşterek huzuruna da büyük katkılar sunacaktır."

TDT Diyanet İşleri/Dini İdare Başkanları Konseyi kurulacak

TDT Genel Sekreteri Baghdad Amreyev ise konuşmasında yarın Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da bir araya geleceklerini ve orada TDT Diyanet İşleri/Dini İdare Başkanları Konseyinin kurulmasını ilan edeceklerini bildirdi.

Amreyev, "Günümüz dünyasında yaşanan gerginliklere karşı Türk İslam geleneğinin söyleyeceği çok şey var. Dünya pek çok sınamadan geçiyor. Karşı karşıya kaldığımız sınamalar sadece devletlerimizi değil toplumlarımızı da hedef alıyor. Böyle bir dönemde dini kurumlarımız arasındaki iş birliği son derece önemli ve zamanlıdır." dedi.

Azerbaycan Kafkas Müslümanları İdaresi Başkanı Paşazade, Kazakistan Müslümanlarının Dini İdare Başkanı Başmüftü Taganuly, Özbekistan Müslümanları İdaresi Reisi ve Başmüftü Haliknazarov ve Türkmenistan Başmüftüsü Hojaguliyev de yaptıkları konuşmalarda Türk devletleri arasındaki iş birliği ve dayanışmanın daha da güçlenmesine yönelik destek mesajları verdi.

Editör: Haber Merkezi