Şehit yetimlerine özel bir ilgi gösteren Efendimiz, (s.a.v), yardım konusunda, yetimleri, akrabalarına tercih etmiştir. Hz.Peygambere (s.a.v) gelen ganimetler arasında esirlerin de bulunduğunu duyan amcası Zübeyir bin Abdülmuttalib'in kızları Ümmü'l-Hakem ve Dubâa, yanlarına Hz. Fatma'yı (r.a.) da alarak, Efendimizin yanına gittiler. Durumlarından şikayetçi olarak, hizmetçi istediler. Bunun üzerine, Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurdu:

''Bedir'in yetimleri Bedir Savaşı'nda şehit olanların geride bıraktıkları sizi geçti.'' (Ebu Davud) Beşir bin Akrabe, henüz çocuk yaştayken babası Uhud Savaşı'nda şehit düşmüştü. Bunun üzerine Hz.Peygamber (s.a.v), Beşir'i ziyaret etti. Ağladığını görünce, ''Ağlama ey sevgili çocuk, ne diye ağlıyorsun? Ben baban, Ayşe de annen olsun, istemez misin?'' diyerek, onu teselli etti. Beşir de ''Evet isterim '' cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) eliyle başını okşadı. (Buharî)

Hârise bin Sürâka, bir yetimdi. Babası Sürâka, hicretten önce ölmüştü. Sürâka, hicretten sonra, annesiyle birlikte Müslüman olmuştu. Hârise, yaşı küçük olduğundan, Bedir Savaşı'na savaşçı asker olarak katılamadı. Savaş alanının gerisinde, bir su kaynağından su içerken bir okla şehit edildi. Annesi ve kız kardeşi, Hârise'nin öldüğünü duydular. Hz. Muhammed (s.a.v), Bedir'den dönünce, annesi oğlunun durumunu sormak üzere, Hz.Muhammed'e geldi. ''Oğlum cennetteyse sabreder, sevabını beklerim. Değilse, onun için var gücümle ağlarım.''dedi. Hz.Peygamber (s.a.v), ''Ey Ümmü Hârise! cennette birçok dereceler vardır. Üstelik oğlun Firdevsü'l-A'lâ'ya yükseldi.'' buyurdu. Bunun üzerine annesi, oğlu için asla ağlamayacağını belirtti. (Buharî)

Kaza umresinden Medine'ye dönüldüğü gün, Hz.Muhammed'in (s.a.v) üç yakını arasında, bir tartışma çıktı.Hz. Ali, Cafer ve Zeyd, Uhud'da şehit düşen amcası Hz.Hamza'nın kızı Ümâme'nin velisi olma konusunda tartışıyorlardı. Yanlarına giden Resulullah, durumu öğrendi. Her üçünün de gerekçelerini dinledikten sonra, hepsini övdü ve sevgilerini belirtti: ''Ey Zeyd! Sen Allah'ın ve resulünün dostusun. Ey Ali! Sen benim kardeşim ve arkadaşımsın! Ey Cafer! Sen bana yapıca ve huyca en çok benzeyensin.'' Ardından kararını şöyle bildirdi:''Ey Cafer! Ümâme'yi görüp gözetmeye sen daha lâyıksın. Çünkü onun teyzesi, senin eşindir. Teyze, anne yerindedir.'' Cafer, bu karara çok sevinerek, Ümâme'yi aldı. (Buhârî) Hz. Peygamber (s.a.v), Ümâme'yi daha sonra Seleme bin Ebu Seleme ile evlendirmiştir. (İbn Sa'd)

Uhud Savaşı'nda şehit düşen Enes bin Fedâle'nin yetim kalan üç yaşlarındaki oğlu Muhammed, Hz.Peygamber'in (s.a.v) huzuruna getirildi. Hz. Peygamber, ona, satılmamak ve hibe edilmemek kaydıyla, bir hurmalık bağışladı. (İbn Sa'd)

Hz. Ebubekir (r.a.), kucağında küçük bir kız çocuğunu severken, yanına bir adam gelir, çocuğun kim olduğunu sorar. Ebubekir, ''O, benden daha hayırlı bir adamın kızıdır. Bu, Sa'd bin Rebî'in kızıdır.'' cevabını verdi. Sa'd bin Rebî, Bedir Savaşı'na katılmış bir gazi idi, Uhud Savaşı'nda şehit düşmüştü. (İbn Hişâm)