07 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi EKONOMİ Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Slevogt'un Türkiye açıklaması

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Slevogt'un Türkiye açıklaması

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Slevogt, "Türkiye, küresel tedarik zinciri faaliyetlerinde önemli bir role sahip olabilir. Türkiye'nin Avrupa üretim merkezleri için daha sağlam bir tedarik zinciri oluşturacağı düşünülüyor." dedi.

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Başkanı Dr. Markus Slevogt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Almanya arasındaki ekonomik ilişkilerin çok güçlü olduğunu belirterek, Almanya'nın, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı konumunda bulunduğunu söyledi.

Almanya ve Türkiye'nin, iki asırdan fazla bir sürenin ötesine geçen çok güçlü bir iş ve ticari ilişkisi olduğunu vurgulayan Slevogt, "Alman sermaye iştiraki olan veya Almanya ile iş ve ticaret yapan 7 bin 500'den fazla şirketimiz var.

Avrupa ülkeleri ve Batı ülkeleri arasında en güçlü iş birliği ve ortaklığa sahibiz ve bununla gurur duyuyoruz." şeklinde konuştu.

Slevogt, Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ilişkilerin daha da gelişeceğini ifade ederek, "İki ülke arasındaki yatırım ve ticaretin ana itici güçlerinden biri olan Gümrük Birliği'nin farklı alanlar ve sektörlerin dahil edilip yenilenmesiyle Türkiye ile AB, özellikle de Almanya ve Türkiye arasındaki ticari ilişki daha fazla artacaktır." dedi.

Türkiye'nin Alman işletmeleri birbirine bağlayan büyük bir merkez olduğunu belirten Slevogt, Türkiye'nin doğal coğrafi konumundan dolayı bu ülkede farklı pazarlarda ve farklı alanlarda yer alan, farklı fırsatlara sahip Alman işletmelerin bulunduğunu aktardı.

Türkiye ve AB'nin stratejik ortaklar olarak birbirlerine ihtiyacı olduğunu ifade eden Slevogt, "Bu bölgede en geniş ağa ve en geniş etkiye sahip ülke olarak Türkiye, AB ve Almanya'nın da bu bölgede stratejik çıkarlarını güvence altına almasına yardımcı olacaktır." dedi.

"Türkiye ve Almanya arasında daha fazla ticari aktivitenin olacağına inanıyorum"

Markus Slevogt, Türkiye ve Almanya arasındaki ticaret hacminin 35 milyar dolar civarında seyrettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"İki ülke arasında çok önemli miktarda ticaret yapılıyor. Türkiye'de Almanya ile bağlantılı, sermaye iştiraki olsun ya da önemli bir ticareti olsun, 7 bin 500'den fazla şirketle bu temele sahibiz. Türkiye'nin bölgedeki stratejik önemi ve Alman şirketlerinin daha sağlam bir tedarik zinciri geliştirmesi gerektiği düşünüldüğünde, e-ticaret, kamu alımları, tarım ve diğer sektörlerin de yer aldığı genişletilmiş bir Gümrük Birliği ile doğal bir bağa sahip olan Türkiye ve Almanya arasında daha fazla ticari aktivitenin olacağına inanıyorum. Bu, çok fazla önlemle uygulamak zorunda olduğumuz bir şey değil. Bu, bahsettiğim koşullar göz önüne alındığında otomatik olarak gerçekleşecektir."

Türkiye'nin, küresel tedarik zinciri faaliyetlerinde önemli bir role sahip olabileceğini vurgulayan Slevogt, "Türkiye'nin Avrupa üretim merkezleri için daha sağlam bir tedarik zinciri oluşturacağı düşünülüyor. Asya'da Kovid-19 ile ilişkili tedarik zincirinde yaşanan problemleri gördük. İlgili virüsün şu anda hangi varyantı olursa olsun ağırlıklı olarak Vietnam ve Bangladeş'i ciddi şekilde etkilediğini görüyoruz. Üretim alanlarını kapatmak zorunda kaldılar. Tekstil, spor giyim veya spor ayakkabı üretim şirketleri şu anda çok olumsuz etkileniyorlar. Asya'da küresel tekstil ve spor üreticileri tarafından kullanılan üretim yerlerinin olması nedeniyle bu kış ve Noel'de spor ayakkabısı sıkıntısı olabilir." şeklinde konuştu.

"Türkiye, pandemide üretim sahalarıyla ilgili her şeyi çok iyi yönetti"

AHK Türkiye Başkanı Dr. Slevogt, Türkiye'de pandemi boyunca politikaların, işletmeler ve fabrikaları çalışır durumda tutmaya yönelik olmasının önemine işaret ederek, "Üretici kim olursa olsun, sektörü ne olursa olsun, Türk fabrikalarında en başından beri en yüksek hijyen standartlarına sahiptik. Türkiye, pandemide üretim sahalarıyla ilgili her şeyi çok iyi yönetti. Türkiye'nin, üretim sahaları ve endüstriyel faaliyetlerini içinde bulunduğumuz pandemi durumunun daha da zor şartlarında dahi devam edebilecek düzeye getirmede çok başarılı olduğunu gördük." ifadelerini kullandı.

Almanya'nın Türkiye'de çok iyi yerleşmiş üretim faaliyetleri olduğunu aktaran Slevogt, devamla şu değerlendirmelerde bulundu:

"Avrupa ile çok iyi kurulmuş tedarik zincirlerimiz var. Avrupa, ucuz kaynaklardan tedarik etmek adına eski günlerde Asya'da bulduğu en uygun maliyetli çözüm için arayış içindeydi. Avrupa'da üretime yönelik yaklaşımlar 'tam zamanında üretim' odaklı. Bu, herhangi bir küçük kesintinin Avrupa'daki üretim tesislerinin kesintiye uğramasına ve durmasına yol açabileceği anlamına geliyor. Çünkü Asya'dan Avrupa'ya gelen her şey zamanında üretime göre organize edildi. Dolayısıyla herhangi bir kesinti, üretime devam edilememesine neden olabiliyor. Bu, muazzam bir maliyet sorunudur ve onu yeniden düzenlenmesi gerektiği anlamına gelir. Belki daha sağlam, coğrafi olarak daha yakın konumlara doğru ilerlenmesi anlamına gelir."

"Gümrük Birliği'nin eskimiş olması Türkiye'nin tek dezavantajı"

Markus Slevogt, maliyet denklemini aniden değiştiren başka bir etkenin de navlun ve lojistik maliyetlerinin yüksek seviyelere doğru önemli ölçüde artması olduğunu belirterek, Türkiye'nin Avrupa üretim sahaları için bu konuda ek bir avantaja sahip olduğunu söyledi.

Gümrük Birliği'nin eskimiş olmasının Türkiye'nin tek dezavantajı olduğunu vurgulayan Slevogt, "1995-1996'daki Gümrük Birliği, doğru yönde atılmış çok iyi bir adımdı ve Avrupa ile Türkiye arasında önemli yatırımları ve ticarette önemli bir artışı tetikledi. Ancak bu Gümrük Birliği eskidi. Bu arada Avrupa tarafı ve Türk tarafı daha fazla tarife dışı engel ekledi. Herkes bir anda korumacılık modellerini uyguladı. Bu biraz da pandeminin neden olduğu bir şey, zamanla hafifleyeceğine inanıyorum. Gümrük tarafı ve tarife dışı engel de çözüldüğünde, Türkiye'nin daha fazla işlev göreceğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Slevogt, Boehringer Ingelheim ile Türkiye'nin en büyük ilaç üreticisi Abdi İbrahim'in ortak girişimde olması nedeniyle gurur duyduklarını ifade ederek, "Bu da Alman şirketlerinin ülkenin potansiyelini çok iyi anladığını gösteriyor. Alman şirketler, konumun potansiyelini çok iyi anlıyorlar. Türkiye'yi sadece büyük bir yerel tüketici pazarı olarak değil, aynı zamanda 1, 5 milyar nüfuslu bölgesel pazara erişim sağlayan bir merkez olarak görüyorlar." dedi.

"Türkiye'de tarım sektörünü kesinlikle bir gelecek trendi olarak görüyoruz"

Türkiye'de dikkate alınabilecek birçok farklı sektör olduğuna dikkati çeken işaret eden Slevogt, şunları kaydetti:

"Her şeyden önce Almanya klasik sektörlerle tanınır. Burada yeni bir şeyden bahsediyoruz. Tarımsal kimya, Alman şirketlerinin ilgilendiği başka bir alandır. Gümrük Birliği'nin geliştirilmesi Türkiye'nin tarım potansiyeli ile ilgili. Yenilenmiş bir Gümrük Birliği'nde Türkiye'nin geleceği hakkında derinlemesine bilgi sahibi olunduğunda hangi sektörlerin öne çıkacağını görebiliriz.

Türkiye'de tarım sektörünü kesinlikle bir gelecek trendi olarak görüyoruz. Çünkü Türkiye'nin bu alanda çok fazla potansiyeli var. Alman şirketleri, önümüzdeki dönem için Türkiye pazarında bu fırsatı değerlendiriyor."

Türkiye'de lojistik sektörünün diğer önemli bir alan olduğuna işaret eden Slevogt, "Türkiye'nin İstanbul Havalimanı ile yaptığı yatırımı çok memnuniyetle karşılayan Alman lojistik firmalarımız var. Bu yatırım ile Alman menşeli diğer lojistik firmaları da buradaki yatırımlarını daha da genişlettiler. Bakın navlun fiyatları yükseliyor. Dolayısıyla bu şirketler batı ile doğu arasındaki köprüyü bir şekilde daha da güçlendirmeleri gerektiğini görüyor ve Türkiye o köprü." ifadelerini kullandı.

"TEKNOFEST, Türkiye'nin yenilikçi teknolojiler üreten bir ülke olma arzusunu gösteriyor"

AHK Türkiye Başkanı Dr. Slevogt, Türkiye gibi gelişmekte olan bir pazarda finansal hizmetlerin de önemli bir yatırım alanı olduğunu, bu sektördeki şirketlerin gelişmekte olan bir pazardaki herhangi bir büyümeden çok faydalandığını söyledi.

Slevogt, otomotiv alanında dünyadaki mega trendlerin Alman-Türk iş birliğine fayda sağlayacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Öne çıkan sektörler arasında yenilenebilir enerjiyi de görüyoruz. Yenilenebilir enerji, Almanya'nın çok ilgi gösterdiği bir alan. Bu alanda büyük Alman yatırımlarımız var. Almanya, yenilenebilir enerji teknolojisinde ve ayrıca yenilenebilir enerji yatırımlarında da ön saflarda yer almaktadır. Çekici konumu ve aynı zamanda bir enerji merkezi olması nedeniyle yurt dışından Türkiye'ye daha fazla ilginin geldiğini görüyoruz ve bu nedenle yenilenebilir enerji, kesinlikle daha fazla çekici gördüğüm başka bir yatırım alanı."

TEKNOFEST'in, Türkiye'nin daha yenilikçi teknolojiler üreten bir ülke olma arzusunu gösterdiğini aktaran Slevogt, havacılık ve savunma sektörlerinde de Türkiye'de gelecekte yatırımların artacağını söyledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *