10 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi EKONOMİ Fiyatlar neden sürekli artıyor? Domatesi Norveç'ten, sütü Hollanda'dan mı ithal ediyoruz?

Fiyatlar neden sürekli artıyor? Domatesi Norveç'ten, sütü Hollanda'dan mı ithal ediyoruz?

Marketlerde sürekli artan fiyatlar tüketicileri isyan etme noktasına getirirken, çarpıcı bir soru gündeme geldi

Özellikle büyük marketlerde fiyatlar sürekli artıyor. Tüketici artık isyan etme noktasına geldi.

Peki bu işin sonu ne olacak? Neden artıyor? Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, bugünkü yazısında konuyu gündeme getirdi ve "Sayın bakın bu oyunu bozun" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Altınok'un yazısı şöyle:

Tamam pandemiydi, Rusya-Ukrayna Savaşı'ydı. Doğalgaz fiyatları tavan yaptı. Maliyetler arttı. Anladık.
Ama tüm dünyada doğalgaz fiyatları aylardır düşüşte. Türkiye'de de akaryakıt ve dolar bir bantta duruyor. Onu da devlet destekliyor ya, asgari ücrete zam da henüz dedikodu aşamasında. Özetle maliyetlerde bir artış söz konusu değil.

O halde zincir marketlerdeki (Türkiye'de üretilen) temel gıda maddelerinin etiketleri ucuzlayacağına neden artıyor?
Rafta, market zincirinin adını taşıyan salçanın kilosu 100 TL. Peynir, kaşar 200 TL.
Domatesi Norveç'ten, sütü Hollanda'dan mı ithal ediyoruz?

İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir'e soruyorum.

"Salçalık domatesi bizden 2 TL'den alırlar, sütü de 8 TL'den. O kadarını söyleyeyim, üstünü siz hesaplayın" diyor.
Daha ne desin?
Bu işin mantığını maliyet hesabıyla anlamak mümkün değil çünkü.
Biz de uzatmayalım... Seçim öncesi siyasi hedefleri olan bir soygun mekanizmasıyla karşı karşıyayız.
Aralarında AK Parti'yi iktidara taşıyan dezavantajlı kesimlere şirin görünerek palazlanmış zenginlerin de olması kafanızı hiç karıştırmasın...
Yeryüzünde sermayenin dini, imanı paradır. Her renge bürünür.

Peki ne yapacağız?
Toplumsal yapımızı zedelemeye başlayan, yozlaşmayı hızlandıran bu soyguna "Serbest piyasa, ne yapalım" diye göz mü yumacağız?
Geçiniz...
Dünyada serbest piyasanın "S"si mi kaldı Allah aşkına?
Tahıl taşıyan gemiler başkanların emriyle demir alıyor. Devletler doğrudan ekonomileri yönetiyor. Müdahaleler sıradanlaştı. İngiltere'de, Fransa'da temel gıda maddelerinde tavan fiyat uygulanıyor.
Ayrıca maaşlı çalışanların, sabit gelirlilerin yaşam kalitesi düşerken, geçen yıl astronomik kâr oranları açıklayan sermayeye tanınan ayrıcalıkları da yazmaya kalksak yerimiz yetmez. Mesela vatandaştan esirgenen kredilerin, enflasyonun 3'te biri faizle holdinglere dağıtılması kurallara çok mu uygun?
Vatandaş, halkın ekmeğiyle oynanan bu ekonomik kumara karşı Ticaret Bakanı Mehmet Muş'u daha etkin mücadele etmeye çağırıyor.
Zira bugüne kadarki tedbirlerin işe yaramadığını görüyoruz.
Eğer sıkça işittiğimiz gibi "mevzuat çerçevesinde ancak bu kadar oluyorsa" o halde halkın tamamının desteğini alacak yasa değişiklikleri için ellerini tutan mı var?
Halkın sermaye ve serbest piyasa kadar hatırı yok mu?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *