Zemin etüdü yapılmış mı? Deprem yönetmeliğine uyulmuş mu? Beton düzgün atılmış, nervürlü demir kullanılmış mı? Kullanılan kum, deniz kumu olabilir mi? 

Deprem kuşağında, fay hatları ile örülü ülkede yaşamanın kuralı belli. Sağlam zemine, deprem yönetmeliğine uygun yapılacak konutlar. Peki yapılıyor mu? 

Kaç kişi daire alırken, binada problem var mı, bilgi sahibi? Mevkii, fiyatı, tamirat isteyip istemediği, kullanışlı mı değil mi ona bakıyor. Arsa tapulu evi alıp oturuyor. Tapusu var mı, var? Allah muhafaza ev yıkılsa, 21 daire(7 katlı) ile ortak olduğu toplamda 400 metrekarelik arsa kalacak elinde. Biraz ucuzsa, tamamdır.

İstanbul Fulya’da evlere bakıyorduk. Biri uygun geldi, durumunu ekspere baktırdık. Dairenin olduğu apartman için yıkım kararı olduğunu öğrendik. Şimdi o evi peşin parayla, baktırmadan alan yanmıştır. 

Yine başka bir dairede; dubleksin üst katını satmaya karar vermişler meğerse. Eksper ortaya çıkardı. Durumu ev sahibine söyleyince “gelene karşı daireyi gezdiririz” dedi. Sanki mevzu sadece kredi çekmek gibi. Eksperleri aptal sanıyor zahir. Üstelik o dairede, apartmanı yapan müteahhitin de şerhi varmış. Daire alıyorum diye, olmayan bir yere para ödediğinde hem müteahhitle, hem de alt kattan dolayı sözde evi satan ev sahibi ile ortak oluyorsun. 

Anlattıklarım, Beşiktaş ve Şişli ilçe sınırlarında yaşandı. Pırıl pırıl problemli daireler, bazı üçkağıtçı emlakçılar, nasıl kazıklarız diyen ev sahipleri arasında ev alabilmek marifet. Tabii, daire sağlam mı değil mi, hangi malzeme kullanıldı, fay hattı, zemin etütü gibi mevzular, ayrıntı oluyor.

Yapılışından, satılışına kadar onlarca oyunun döndüğü emlak piyasasında, sağlıklı ev nasıl alınacak? Evler yıkıldığında “devlet suçlu” demek kolaycılık. Yerel yönetim daha baştan sorumluluğunu yerine getirmedikten sonra devlet en fazla yerle bir olan binaların enkazını kaldırıyor. AFAD’da açtığı deliklerden moloz yığını arasından “kimse var mı?” diye bağırıyor. 

Yerelden Ankara’ya kadar, oy hesabına girmeden herkes görevini yerine getirmedikten, Allah’ın verdiği aklı kullanmadıktan sonra sadece müteahhitti suçlarsak, deprem faciaları hayatımızın gerçeği olur.

Bir de şu var ki; İzmir’de yeni tarihli, yönetmeliğe göre yapıldığı söylenilen rezidanslar da yerle bir oldu.  Biz eşeği sağlam kazığa bağladıktan sonra Allah’a emanet edelim en iyisi. Ondan sonra, kaderimizde ne varsa kaşığımıza o çıkar.