İslam dini, müslümanlardan;  dürüst, özü ve sözü  bir olmayı ilke edinmelerini istemekte, ihanet etmelerini ise yasaklamaktadır.

Kişi, dürüstlüğü önce kendi dünyasında yaşamalı daha sonra ailesine ve içinde yaşadığı topluma karşı davranışlarında da  bu esasa 

göre hareket etmelidir.

Bu ilkeyi esas alarak yaşayan kişi hem bireylere karşı hem de topluma karşı dürüstlüğü elden bırakmaz ve hayatında ihanete yer vermez.

Zira ihanet, bir nifak alametidir.

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:

'' Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendisine bir şey emanet edildiğine ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz.'' (Buhari)

Hz. Peygamber döneminde  münafıkların Müslümanlar arasında  fitne çıkarmak, onları birbirine düşürmek, savaş vb, zor zamanlarda ise, onlara ihanet etmek gibi  faaliyetlerde  bulundukları bilinen bir husustur.

Buda  münafıklığın ihanet ile ilişkisini  ortaya koyması açısından dikkat çekicidir.

Halbuki Müslüman içinde bulunduğu topluma güven vermeli, ve insanlar, elinden ve dilinden emin olmalıdır.

Dolaysıyla gerçek Müslüman  olmak isteyen kişi hayatında ihanete yer vermemeli, duruşuyla ve yaşantısıyla çevresine güven vermelidir.

BİR AYET:

Eğer sana hainlik etmek isterlerse bil ki onlar önce Allah'a da hainlik etmişlerdi de Allah onlara karşı sana imkan vermişti.

Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.(Enfal; 8/71)

BİR HADİS:

Müslümanın başına gelen her musibet, hatta batan bir diken, onun günahlarına kefaret olur. (Müslim)