Fetva, İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinî hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislâm veya müftü tarafından verilebilen belgenin adıdır. Bu husus, karşılıklı telefonlada mümkündür.

Nufusunun % 99'zu müslüman olan halkımız, dünya İslam devletleri içinde İslamı en güzel şekilde yaşayan bir millete sahibiz. Hocasıyla, sanatçısıyla, işcisiyle hanım ve erkek olarak, İslama bağımlı tek milletiz. Bu sebeplede gerek Ramazan ayında ve gerekse kandillerde halkımız, doğruyu yapma hususnda mutlaka bilginlere başvurarak, fetve alırlar.

Fetva, Peygamber Efendimizden şimdiki zamanımıza kadar devam etmektedir.

Efendimizin fetva vermek üzere müsade ettiği sahabeler yanında, Resulullah'ın zevceleri ve özelliklede Hz. Aişe validemizede bir çok konularda fetvaya başvurulur ve görüşleri alınırdı.

Fetvayı kim verir...?

Fetvayı Müftiler verir. Hangi Müftiler verir...? Kendisine fetva vermesi için yetkili tarafından izin verilen müftiler verir. Yani; müslüman halkımızın güvendiği, saygı duyduğu güzide makamlardan olan ''Diyanet İşleri Başkanlığı'nın izin verdiği kişilerin verdiği fetvalar geçerlidir.''

Rütbesi ilim derecesi ne olursa olsun, Diyanet İşleri Başkanlığının izin vermediği kişilerin ekranlara çıkarak, farklı ve çelişkili verdikleri bigiler müslüman halkımızın bir çoğunun kafasını karaıştımaktadır. Bir çok sorulara veridikler fetvaların geçerli olmadığına inanıyorum. Gelişen teknikten yararlanılarak, herhangi bir sorumuzu veya şüphe duyduğumuz konularda doğruyu öğrenmemiz için, mutlaka Diyanet İşleri Başkanlığına, veya ''ALO FETVA'' hattından İstanbul İl-Mütülüğüne rahatça ulaşabiliriz. Elbette böyle yetkili ağızlardan alacağımız cevaplar, bizleri rahatlatır. Çünki onlar yetkili kişilerdir.

Eskiden müslüman hanımlar öğrenmek istediği konuları erkek hocalara sormağa utanırlardı. Diyanet İşleri Başkanlığı bunada kolaylık sağladı ve artık hanım müftiler yanında hanımlardan fetva uzmanları tayin ederek, halkımızı rahatlığa kavuşturdu. Böylece hanımlarda rahatça fetva uzmanları hanımlardan doğruları öğrenmektedirler.

Fetva neye göre verilir...?

Hz. Muaz, sahabenin fakihlerinden olup dinde vukuf ince anlayış sahibiydi. Daha Rasülullah'ın sağlığında fetva vermeye başlamıştı. Hz. Peygamber onun hakkında: "Ümmetim içerisinde helâl ve haramı en iyi bilen Muâz b. Cebel'dir" demiştir (Tecrid-i Sarih).

Peygamber Efendimiz onu, İslâmı anlatıp öğretmek ve Kur'an-ı Kerim'i ezberletmek üzere, Hicretin dokuzuncu yılında Yemen'e göndermişti. Yolculuk öncesi Hz. Peygamber'le aralarında geçen konuşmayı Muâz (r.a) şöyle anlatır: Allah Rasûlü beni Yemen'e gönderirken şöyle dedi: "Sana bir mesele sorulduğunda ne ile hükmedeceksin?" Ben: "Allah'ın kitabındakilerle" diye cevap verdim. "Eğer Allah'ın kitabında bulamazsan ne ile hükmedeceksin?" dedi. "Allah Rasûlü'nün hükmettiği ile, dedim. Eğer onda da bulamazsan?" dediğinde: "Kendi reyimle içtihad ederim, diye cevap verdim. "Bunun üzerine Allah Rasûlü: "Nebisini, râzı olduğu şeyde başarılı kılan Allah'a hamdolsun" dedi. Ve Yemenlilere, size ashâbımdan ilmi ve dini en iyi bilen hayırlı bir kimseyi gönderiyorum, diye bir de mektup yazdı. (İbn Sâ'd).