YÜCE Allah'ın sayısız lütuflarından birisi de maddî ve manevî bereketleriyle, Mübarek Ramazan ayıdır. Ramazan ibadet, rahmet ve mağfiret ayıdır. Bu ay, şeytanın zincire vurulduğu, rahmet kapılarının açıldığı, insanoğlunun kirlerinden ve günahlarından arınma ayıdır. Bu ay, tevbe kapılarının açık olduğu, meleklerin kapı kapı dolaşarak, Allah'ın rahmet ve merhametini yaydığı aydır.

Bu ayda Kur'ân-ı Kerîm, Peygamber efendimiz'e indirilmeye başlamıştır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi de bu ayın içindedir.

Bu ayda feyz ve bereket vardır. Cenab-ı Allah, şöyle emrediyor: ''Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur'ân'ın indirildiği aydır. Sizden her kim bu ayda bulunursa oruç tutsun.''

----

Bu ayın fezi hakkında, Peygamber Efendimiz, bir hutbesinde irad ederek, şöyle buyurmuşlardır: ''Ey insanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düşmüş bulunmaktadır. Bu ay içerisinde, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Bu ayda Allah, gündüzleri oruç tutmanızı farz kıldı. Ben de bu ayın gecelerinde teravih namazını size sünnet kıldım. Bu ayda gönüllü olarak bir iyilik yapan, başka zamanlarda bir farzı yerine getirmiş gibi sevap kazanır. Bu ayda bir farzı yerine getiren kimse de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi olur. Ramazan sabır ayıdır, sabrın ve yardımlaşmanın mükâfatı ise, cennettir. Ramazan bereket ayıdır, mü'minin rızkının çoğaldığı bir aydır. Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, onun bu davranışı günahlarının bağışlanmasına, cehennemden kurtuluşuna ve iftar ettirdiği kimsenin tuttuğu orucun sevabından pay almasına vesile olur. Oruç tutan kimsenin sevabından da bir şey eksilmez.''

Bu ayda Kur'an-ı Kerimi çok okumalıyız. Gece ibadetlerini ihmal etmemeliyiz.

Cenab-ı Allah'ın bizlere lütfettiği nimetleri düşünerek, bol, bol şükretmeliyiz. Hasta kardeşlerimizi ziyaret ederek, iyileşmeleri için duada bulunmalıyız. Yoksul ve darda kalmış kardeşlerimizi incitmeden yardımına koşmalıyız. Mü'min için bu ay çok önemlidir. Dargınların barışması gerekir. Ahirete irtihal eden akrabalarımızın kabirlerini ziyaret ederek, onları ruhlarını da ziyafetlendirmeliyiz.

Hurafetten sakınalım:

Kabirleri ve türbeleri ziyaret ederken, türbelere mum yakmak, çaput bağlamak, dilekte bulunmak, kurban adamak dinimizce haramdır, caiz değildir, aksine şirktir.

Oruç baba, telli baba gibi bir çok yatırlara giderek, dileklerde bulunmk, SİRKE İLE ORUÇ AÇMAK, haramdır. Türbe ve kabirleri ziyaret etmenin bir anlamı vardır, oda:'' Ölümü ve ahireti hatırlamaktır.''

Ölüler, insana bir fayda veremiyeceği gibi, zararda veremezler. İnsanların bu gibi davranışlarından evliya-ullah'ın ruhları rahatsız olmaktadır.

Öksüz ve yetimleri sevindirmeliyiz:

Maddi durumu iyi olan müslümanlar, çevresindeki fakir ve fukara'yı, öksüz ve yetimi, fakir komşuları gözeterek, bu mübarek ayın cömertliğini onlara hissettirmelidir.

Aile ve çocuklarımıza hoş davranmalıyız.

Onların gönüllerini kırmamağa dikkat etmeliyiz.

Yalan, gıybet ve boş konuşmaları terketmeliyiz. Çokça Kur'an okumalıyız. İbadetlerimizi elimizden geldiği kadar vaktinde yapalıyız.

Bu mübarek ayın feyzi ve bereketi ülkemize ve dünya İslam alemine hayırlara, barışa, sevgiye vesile olmasını dilerim.