ADETA göz bozukluğu gibi bir durum. Görüyoruz ama flu bir bakışla. Adeta önümüzü göremiyoruz. Suriye için hepimiz konuşuyor, olmayan bilgimiz ile fikir yürütüyor ama bir adım sonrasını göremiyoruz. Bütün açık oturumlarda ayrı ayrı yorum ve görüş var. Elde veri yok. Ama analiz çok. Emekli asker, emekli diplomat, siyaset bilimci, akademisyen ve gazeteciler teşhis koyabiliyor. Ama ortada en küçük bir belirti yok. Devletin hariciyesisi, yani diplomasi 24 saat çalışıp kafa yoruyor. Satranç örneği hamle üstüne hamle yapılıyor. Asker verilen emri yerine getirip mevzi alıyor. Bunların dışında kala bizler hüküm veriyor, sonuca gidiyor, yaptırımlara fatura kesiyoruz. Beyhude konuşmalar ve sonuçsuz arayışlar. Devletin plan ve planları vardır, bunlar birinci derece gizlilik içerir. Sağ gösterip sol da vurulabilir. Verisiz, bilgisiz öngörüler ve kocaman haritaların rengarenk boyanmış mahal paylaşımından söz ederek kafalarımız karıştıkça karışıyor. Türkiye coğrafyasından daha çok Suriye coğrafyasını bilir olduk. Hiçbir öngörü ve tezin geçerliliği olmadığı da ortada. Sıcak haber yok ama olmayan haberin analizi çok.

Trump bizden biri

gibi Aynı şekilde ABD Başkanı Trump’a bakış açımız da böyle. Sanki bizden biri gibi değerlendiriyoruz adamı. Kendi vatandaşı çözememiş, dünya kamuoyu anlayamamış, biz nasıl değerlendireceğiz? Laf olsun, torba dolsun. Kızgınlığımızın getirdiği laf ve söz taşlaması. Tek bir haber, röportaj yok. Bir dönemin ABD muhabirlerini gel de arama... Yorumlayanları değerlendirmek işin kolay yanı. Beyaz Saray’dan tek bir yetkili bile Türk gazetecileri ile görüşmezken, olmayan haberlerin akışı muazzam.

Meclis ve çocuklar

Dün ilk ve orta öğrenim için tatil başladı. Sömestri, 15 tatil veya ara tatil. Karneler dağıtıldı. Çocuklardan daha çok anne ve babalara öğüt verildi. Çocuklara tatil için tavsiyelerde bulunuldu. Kim dinledi, kim anladı bilinmez. Sinema, kar topu, tiyatro, gezi, kitap okuma gibi değerlendirmeler bekleniyor değil mi? Boşuna... Hepsinin elinde telefon veya tablet, 15 gün boyunca oturdukları yerden kalkmamacasına bir özlem bekliyor onları! Obez gençlik aşısıdır tatilde teknolojik oyunlar. Ya zengin çocukları? Günlerdir Uludağ otellerinin haberi yapılıyor. Kişi başı 1000-3000 TL olan otellerde boş oda kalmamış. Kimin umurunda dünya! Birine obez aşısı, diğerine zengin parası. TBMM ise bir hafta çalıştı. Onlar da 15 tatile çıktı. Karnesiz tatil. Vekiller karnelerini 31 Mart’ta alacak. Vekillerin bu tatili ne için? Çocuklar tatile çıkıyor ya...

Maçlar imdadımıza yetişti

Bunalım ortamında en güzel panzehir futbol maçları olacak. Allah’tan lig başladı. Hiç olmazsa haftada dört gün dertlerimizi öteleyip kendimizi avutacak ve oyalayacak bir ortam bulacağız. Nasıl olsa su yolunu bulur. Sobayı doldurup üstüne kestaneleri yerleştirip maça takılalım. En iyisi bu galiba. Boşuna denmemiş, ‘Futbol hayattır’ diye... Dünyaya flu bakışımızdaki en net görüş alanı futbol olacak. Dakikalarca yorumcuları dinleyip ‘VAR’ kararlarındaki çizgilere odaklanacağız. Yorumlar yapıp mutlu olacağız. Stadyumlardaki heyecan, birlik ve deşarj imkanı başka bir şeyde yok sanırım. İyi tatiller sayın vekiller ve sevgili çocuklarımız...