Dijital Güvenlik, Siber Egemenlik ve Dijital Hukukun Geleceği
1. Soru: Sayın Erdoğan, öncelikle sizi tanıyalım. Dijital güvenlik uzmanlığı alanındaki profesyonel yolculuğunuz nasıl başladı?
Cevap:
Dijital dünyanın hızla genişlemesi, bireylerin ve devletlerin güvenlik ihtiyacını yeni bir boyuta taşıdı. Benim yolculuğum da bu ihtiyaca verilen stratejik bir cevap oldu. Yazılım ve ağ güvenliği alanlarında aldığım teknik eğitimlerin ardından özellikle devlet kurumları, finans sektörü ve kritik altyapı firmalarıyla çalışarak ulusal ölçekte siber güvenlik projeleri geliştirdim. Bugün çalışmalarım hem teknik savunma hem de politik ve stratejik güvenlik mimarileri üzerine odaklanıyor.
2. Soru: Peki, dijital güvenlik dediğimiz kavramı nasıl tanımlarsınız? Sadece antivirüs kullanmak mıdır, yoksa daha geniş bir kapsamı mı var?
Cevap:
Dijital güvenlik, sadece cihaz koruması değil; veri, kimlik, altyapı, devlet egemenliği ve toplumsal hafızanın korunmasıdır.
Bireysel düzeyde bu; şifreleme, kimlik doğrulama ve veri koruma politikaları demektir.
Kurumsal düzeyde; ağ izleme, siber tehdit istihbaratı, olay müdahale ekipleri ve güvenli yazılım geliştirme süreçlerini kapsar.
Devlet düzeyinde ise dijital güvenlik; siber egemenlik, kritik altyapı savunması, veri bağımsızlığı ve dijital hukuk üretimi gibi çok daha geniş bir stratejik alanı ifade eder.
3. Soru: Ulusal düzeyde dijital güvenlik neden hayati bir mesele haline geldi?
Cevap:
Çünkü savaş alanı değişti. Artık savaşlar toprak işgaliyle değil, veri ve zihin işgaliyle yürütülüyor.
Enerji şebekeleri, ulaşım sistemleri, bankacılık altyapıları ve iletişim ağları tamamen dijital sistemlere bağlı.
Bu sistemlere yapılacak bir siber saldırı, bir ülkeyi saatler içinde ekonomik ve toplumsal olarak felç edebilir.
Dolayısıyla ulusal güvenlik artık yalnızca askeri bir konu değil; teknolojik kapasite, veri yönetimi ve siber dayanıklılık konularının birleşimidir.
4. Soru: Ulusal düzlemde dijital güvenliği güçlendirmek için devletler hangi adımları atmalı?
Cevap:
- Yerli yazılım ve donanım üretimi stratejik zorunluluk olarak görülmeli
- Dijital vatandaşlık bilinci eğitim sistemi içine yerleştirilmeli
- Devlet, özel sektör ve akademi arasında sürekli bilgi paylaşım ağı kurulmalı
- Sosyal medya ve veri yönetimi konusunda uluslararası hukukta aktif rol alınmalı
5. Soru: Sizin yürüttüğünüz çalışmalar bu çerçevede hangi alanlara odaklanıyor?
Cevap:
Biz üç ana alanda çalışıyoruz:
- Kurumsal ve Devlet Siber Savunma Sistemleri Tasarımı
- Siber Tehdit İstihbaratı ve Dijital Risk Modelleme
- Dijital Algı Güvenliği ve Toplumsal Veri Manipülasyonu Analizi
Özellikle son yıllarda dijital psikolojik operasyonlar, sosyal medya manipülasyonları ve seçim süreçlerine yönelik dijital etki çalışmaları, ulusal güvenlik ajandamızda çok önemli bir yer tutuyor.
6. Soru: Uluslararası politikada “dijital yasa ve dijital egemenlik” nasıl şekillenmeli sizce?
Cevap:
Devletlerin sınırları artık toprakta değil, bilgidedir.
Bu nedenle dijital yasalar;
- Ülkenin veri sahipliğini garanti altına alan,
- Sosyal medya ve dijital platformları ulusal hukuk denetimine tabi kılan,
- Siber saldırıları uluslararası suç kapsamına alan,
- Dijital şirketleri devletler karşısında sorumlu kılan
bir sistem üzerine kurulmalıdır.
Kapatırken, Sayın Furkan Erdoğan’a değerlendirmeleri için teşekkür ederiz.
Bu röportaj, dijital güvenliğin sadece teknik bir koruma alanı değil; ulusal bağımsızlık ve devlet stratejisi olduğunun altını bir kez daha vurgulamaktadır.
