UZUN zamandır hasret kaldığımız bir spor organizasyonu izledik. İzmir’de 8 takımın katılması ile oynanan ve 3 gün süren Kadınlar Kupa Voley, hem sahadaki mücadele, hem de tribün güzellikleri ile gerçek bir spor şölenine dönüştü.

Ha Dünya Kulüpler Şampiyonası’nı izlemişsiniz. Ha Kupa Voley’i. İkisi arasında hiçbir fark yok. Çünkü Kupa Voley’de oynayan takımlarımız, zaten yıllardır Dünya şampiyonluklarını kimseye bırakmıyor. Dünya şampiyonu 3 takımımız, Fenerbahçe, Eczacıbaşı ve Vakıfbank’ı, Galatasaray ile birlikte yarı final ve final mücadelesinde görmek muhteşemdi.

Dünyanın en iyi kadın voleybolcuları ülkemiz takımlarında oynuyorlar. Kupa Voley’in şampiyonu Eczacıbaşı takımında dünyanın en iyi smaçörü sayılan Boskoviç ve ABD Milli Takımı’nın aynı zamanda kaptanı da olan Larson ve Güney Koreli efsane oyuncu Kim Yeon bir arada oynuyorlar. Boskoviç 18 yaşında Türkiye’ye geldi ve 4 senedir ülkemizde oynuyor. Bu genç yaşında kazandığı kupaların sayısını kendisinin bile hatırlaması zor. Meliha, pasör Elif ve 18 yaşındaki Merve de şampiyonluğa, özellikle final maçındaki oyunları ile büyük katkı yaptılar.

Finalde Eczacıbaşı’na 3-1 yenilerek ikinci olan Fenerbahçe, 3 dünya şampiyonu ünvanlı Vakıfbank’ı yenerek finale geldi. Hele bu maçta 30-28 biten bir set vardı ki, sporseverler mücadele anlamında voleybola doydu. Fenerbahçe’de oynayan Kübalı smaçör Vargas henüz 20 yaşında ve Boskoviç’i yakında tahtından indirecek gibi görünüyor. Smaçları o kadar güçlü ki, blok yapanlar acıyla ellerini ovuşturuyor. Meksikalı Biricio, güzelliğiyle ilgi toplarken, smaç servisleri ile takıma büyük katkı yapıyor. Eda Erdem, Dicle ve Fatma takıma tecrübeleri ile büyük katkı veriyorlar.

3 kez dünya şampiyonu olan Vakıfbank, Fenerbahçe’ye yarı finalde yenilince, final yüzü göremedi. Efsane smaçör Çinli Zhu önderliğindeki Vakıfbank, milli takımı oluşturan Zehra, Cansu, Kübra ve Ebrar’ın yanı sıra Sırp takımının kaptanı orta oyuncu Rasiç’li kadrosuyla, Fenerbahçe’nin akışkan oyununa engel olamadı, Galatasaray ile birlikte yarı finalde kupaya veda etti.

Kupa Voley, sporun güzelliklerin 3 gün boyunca ortaya koyarken, hem tribünlere, hem de TV başında izleyenlere büyük coşku yaşattı.

71 milyon nasıl bulunur?

Galatasaray kongresi yapıldı. Mustafa Cengiz yönetimi mali yönden ibra edilirken, idari yönden ibra edilmedi. Bu kongre ile ilgili çok şey söylenebilir. Çıkan olaylar, oyların sayımıyla ilgili iddialar. Bunlar için birçok şey yazılabilir. Ancak, bu kongreden benim aklımda kalan Mustafa Cengiz’in bir sözü. Diyor ki, “Benim bu ayın sonuna kadar, ödemeler için 71 milyon TL bulmam lazım.” 

Ne yazık ki, kimse işin bu tarafı ile ilgilenmiyor. Kulüplerimiz borç batağında ama büyük kulüplerde kimse bardağa bu tarafından bakmıyor. İstikrarsız yönetimler ve fahiş transferler nedeniyle kulüpler batmaya yüz tutmuşken, ödemeler için borç para aranırken, hala “çilek” diye adlandırılan pahalı transferler ve “şampiyonluk” gibi geçici kavramlar daha ön planda tutuluyor. Ama borç bini geçtiği için, şampiyonlukla gelen maddi olanaklar da çuvalı yamamaya yetmiyor. Geriye sadece adına “haz” denen geçici heveslerle tatmin duygusu kalıyor. Yazık, hem de çok yazık.

Tanıdık Arnavut inadı

Milli takımımız iki zayıf rakibini de kolay geçti. Gerçi Arnavutluk maçı hiç de kolay değildi. Arnavutlar’ın kolay lokma olmasının nedeni, milli takım içinde yaşadıkları iç çekişmeler ve teknik adam tutarsızlığı oldu. Yani bir bakıma Arnavut inatları, onların yenilgilerini hazırladı. Bu bildik çekişmeler zaman zaman bizim milli takımımızda da yaşanıyor ve sonuçta ülke olarak kaybediyorduk. Kayıpsız geçtiğimiz maçlara sevindik ama asıl iş bundan sonrasında. Gruptaki durumumuzu Fransa ve İzlanda maçları belirleyecek. Dar zamanda alınan sonuçlar, Şenol Güneş’e, o maçlara daha iyi hazırlanabilecek geniş zamanlı ortamı oluşturdu.