Almanya’dan Türkiye’ye gelen Böcek ailesinin İstanbul’daki şüpheli ölümüyle ilgili soruşturmada yeni gelişmeler yaşandı. Yoğun bakımda tedavi gören baba Servet Böcek’in de yaşamını yitirmesiyle ailede hayatta kalan kimse kalmadı. Olayla ilgili gözaltına alınan dört şüpheli, ifadelerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Dört kişi tutuklandı, yedi kişi hâlâ gözaltında
Midyeci Y.D., lokumcu F.T., kokoreççi E.E. ve bir kafe işletmecisi F.M.O., Asayiş Şube Cinayet Büro’da tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Sulh Ceza Hakimliği, dört şüpheli hakkında tutuklama kararı verdi.
Ailenin konakladığı otelin sahibi ile oteli ilaçlayan firmanın yetkililerinin de aralarında olduğu 7 kişi ise gözaltında bulunuyor.
Ölüm nedeni: Banyodan sızan zehir şüphesi
Soruşturmada dikkat çeken yeni bir bilgi ortaya çıktı. Kaldıkları otelde olaydan saatler önce tahtakurusu ilaçlaması yapıldığı belirlendi. Kullanılan maddelerden birinin alüminyum fosfit olduğu değerlendiriliyor.
Çok güçlü bir zehir
Havalandırma boşluklarından kolayca yayılabiliyor
Panzehiri bulunmuyor
Böcek Ailesi’nin bulunduğu odaya zehrin banyo havalandırmasından sızmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
Kokoreç ve midye raporları temiz çıktı
Savcılık sevk yazısında yer alan bilgilere göre, aileye yemek servisi yapan kokoreççi ve seyyar midyeciden alınan numuneler laboratuvarlarda incelendi ve “tüketime uygun” olduğu tespit edildi. Ancak numunelerin olaydan 1,5 gün sonra toplanması, kesinlik konusunda soru işareti oluşturdu.
Ailenin içecek aldığı sebil, kafe ve lokum aldıkları kuruyemişçideki testlerin ise hâlâ sürdüğü belirtildi. Kesin ölüm nedeni için Adli Tıp Kurumu'nun raporu bekleniyor.
Dede son konuşmayı anlattı: “Geleceklerdi ama...”
Aile fertlerinden Çiğdem Böcek ve iki torununu kaybeden dede Mustafa Çelik, taziyeleri kabul ederken son görüşmeyi anlattı:
“Kızım salı günü konuştuğumuzda ‘Bir haftalığına izne geldik, fırsat olursa Isparta’ya da uğrarız’ dedi. Her yaz Türkiye’ye gelirlerdi. Bu yıl Bolvadin’deki evi baştan aşağı yenilemişlerdi. Buraya yerleşmek istiyorlardı ama ömürleri yetmedi.”
