Demokrat Parti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan resmen çekildiğini açıkladı. Genel Başkan Gültekin Uysal, bu kararın gerekçesini sert sözlerle kamuoyuna duyurdu:
“PKK’nın isim ve ambalaj değiştirerek vesayetinin kurumsallaşmasına karşı duruyoruz. Teröristbaşının huzuruna çıkarak huzur sağlanamaz.”
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Uysal, partisinin temsilcisini çekme kararını, hem milli bir duruş hem de vicdani bir sorumluluk olarak nitelendirdi.
“Terörsüz Türkiye Komisyonu’nda yer alma kararımız, terör örgütlerine meşruiyet kazandırmak değil, millete olan sorumluluğumuzun gereğiydi” diyen Uysal, ancak gelinen noktada sürecin yönünün milli iradeyle bağdaşmadığını vurguladı.
“Amaç PKK’yı Temize Çekmek, Bunu Kabul Etmiyoruz”
Uysal, iktidarın sürdürdüğü bu süreci “adı konulamayan bir müzakere süreci” olarak tanımlarken, bunun yeni Anayasa çalışmalarıyla eş zamanlı yürütülen stratejik bir plan olduğunu iddia etti.
“PKK'nın silah bırakması adı altında sürdürülen bu süreç, örgütü yalnızca makyajlayarak sahada tutma çabasıdır. Bebek katilini ‘kurucu lider’ ilan eden anlayışla barış sağlanamaz” diyen Uysal, çözüm süreci benzeri politikaların yeniden gündeme getirildiğine dikkat çekti.
“Milletin Evladının Katiline Heyet Göndermek Kabul Edilemez”
Basın toplantısında şehit öğretmenler Aybüke ve Necmettin’i anarak başlayan Gültekin Uysal, öğretmenler Günü'ne denk gelen açıklamanın bilinçli bir tercih olduğunu söyledi.
“Onların kemiklerini sızlatmamak, bu ülkenin her köşesinde teröre kurban giden insanlarımızın hukukunu savunmak bizim boynumuzun borcudur” diyerek, teröristbaşına heyet gönderilmesini “milletin temsilcilerini hainin ayağına götürmek” olarak tanımladı.
“Süreç AKP, MHP ve DEM Ortaklığında Yürütülüyor”
Demokrat Parti lideri, sürecin yalnızca AKP eliyle değil, MHP ve DEM Parti'nin de dahil olduğu bir siyasi mutabakatla sürdürüldüğünü ifade ederek, iktidarın oy kayıplarını telafi etmek için milli güvenlikten taviz verdiğini öne sürdü.
“Bu, stratejik bir manevradır. Etnik bölücü siyaset ileri bir faza geçirilerek devam ettiriliyor” diyen Uysal, Türkiye'nin bu şekilde yönetilemeyeceğini ve ülkenin birlik ve bütünlüğünün tehlikeye atıldığını savundu.
“Bu Topraklarda Birlikte Yaşamanın Güvencesi Hukuktur”
Gültekin Uysal, açıklamasının sonunda Türkiye’nin çözümünün “hukukun üstünlüğü, eşit vatandaşlık ve anayasal düzen” olduğunu belirtti.
“Etnik ya da mezhep temelli aidiyet değil, vatandaşlık bağı bu ülkenin çimentosudur. PKK’nın Kürt vatandaşlarımızın tek temsilcisi gibi lanse edilmesi en büyük haksızlıktır,” dedi.
Ayrıca Uysal, Cumhur İttifakı’nın bu politikalarla millî vicdanı yaraladığını ve tarihi bir yanlışın içinde olduğunubelirterek, “Etnik bölücü siyaseti ödüllendirerek ne Türkiye yol alabilir, ne de Erdoğan ve Bahçeli” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
