06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GÜNDEM Suskunluğumuz davamıza saygımızdan

Suskunluğumuz davamıza saygımızdan

Vefa’nın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığını, nankörlüğün de kedilere has kalmadığını, vefasız dosttan gelecek bir servet yerine, vefalı dosttan bir selam gelmesinin daha iyi olduğunu öğreneli çok oldu. Hayatın her alanında olduğu gibi, siyaset de bize çok şey öğretti; 48 yıllık desteğe verilen vefasızlık ve nankörlüğü mesela…

Vefa’nın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığını, nankörlüğün de kedilere has kalmadığını, vefasız dosttan gelecek bir servet yerine, vefalı dosttan bir selam gelmesinin daha iyi olduğunu öğreneli çok oldu. Hayatın her alanında olduğu gibi, siyaset de bize çok şey öğretti; 48 yıllık desteğe verilen vefasızlık ve nankörlüğü mesela…

Vefasızlık ve nankörlüğe insani yönden bakınca, bir düşüşün de adı olduğuna inanırsınız. Çünkü kadir kıymet bilmek veya vefa, insanlığın bir kazanımıdır. Nankörlük etmemek de öyle. Hayat kıymet bilenlerle yaşanacak kadar güzel, vefasızlar için israf edilmeyecek kadar da değerlidir.

Milli ve Milliyetçi çizgide 48 yıllık bir desteğin sonunda, bir makama, bir güce veya paraya kavuşturulan insanların, sahip olduklarına göre şekillenen kişiliklerinden öğrendik nankörlüğü…

Aynı şekilde 48 yıl sırtımızda taşıyıp, bir kez dahi “öf” demememize rağmen vefasızların gazetemize karşı alınan haksız tavırlarda gördük nankörlüğü.

Rahmetli Sayın Başbuğ Alparslan Türkeş beyin, 1972 yılında ismini vererek kurdurduğu gazetemizin, o günden bu güne aralıksız milli davaya hizmet ederek bu uğurda haddinden fazla fedakârlık göstererek el üstünde tutuğumuz, hep üst makamlara getirilen, her zaman korunan ve kollanan dava adamı olarak gördüğümüz kişilerin, geçmişten bugüne asla sahip olamayacağı makamlara gelip, güce kavuşan, paraya doyan, lüks içinde yaşayanların, bu imkânları sağlayana karşı tavırlarında gördük nankörlüğü…

Vefasızlık ve nankörlük aslında iki kötü kardeş gibidir. Tersi ise yine iki kardeş gibidir ama iyi iki kardeş…

Milli davamıza birlikte yürüdüğümüz siyasi anlayışımıza zarar gelmesin diye sustuysak, söyleyecek sözümüzün olmadığından değil, bizim davaya olan saygımızdan Başbuğ’dan aldığımız milli ruh anlayışımızdandır. Gazetemize yapılanlara karşılık davaya saygımız olmasaydı, zaman kaybetmeden kendi menfaatlerini, haksız kazanç ve yetim malına el uzatmayı ön planda tutan, dava anlayışından yoksunların, gazetemize karşı yapılan haksızlıklarını ortaya dökmesini elbette bilirdik.

Bunca vefasızlıktan sonra bazılarının artık ederi kalmadı gözümde, kaça deseler hiçe sayarım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *