YAŞAM

Habertürk'ten ayrılan Fatih Altaylı'nın yeni adresi belli oldu: İşte ilk yazısı

Habertürk'ten ayrılan Fatih Altaylı, yeni adresinde ilk yazısını okurlarıyla paylaştı.

Altaylı'nın kendi adını taşıyan internet sitesindeki yazısı şöyle: 

Merhaba
 
Değerli okurlar,

Kendime bu alanı 2007 yılında açmıştım.

Sabah gazetesine el konmuş, ben istifa etmiştim.

Yazacak yerim yoktu ama yazmam gerekiyordu.

Habertürk yayın hayatına başlayana kadar buradan döktüm derdimi sizlere.

Sonra da hep açık oldu.

Köşe yazılarımı Habertürk’le birlikte buradan da paylaştım.

Şimdi yine sadece burası var elimde.

Ve artık büyük ihtimalle de siz okuduğunuz müddetçe buradan yazışacağız sizlerle.

Seçim sonrası kaleme aldığım ama Habertürk’te yayınlamadığımız son yazı buradaki ilk yazım olacak.

Aşağıda başlıyoruz.

Hayırlısı ile…

***

Kaybetti ama kazandı
Seçim sonuçları sürpriz mi!

Hem sürpriz, hem değil.

Muhalefetin beklediği neydi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 seçimlerine oranla en az 2,5 puan oy kaybetmesi ve bu kayıpla Cumhurbaşkanlığı koltuğundan kalkması.

Erdoğan 2,5 puan oy kaybetti mi!

Kaybetti.

Henüz kesin olmayan sonuçlara göre fazlasını kaybetti.

Burada muhaliflerin arzu ettiği oldu.

Burada bir sürpriz yoktu.

Ama Erdoğan’ın kaybettiği oy ikinci adaya, muhalefetin güçlü adayına gitmedi.

Erdoğan’ın kaybettiğinden fazlası 3. Aday Sinan Oğan’a gitti.

Erdoğan yüzde 49 oyla, 2014 ve 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oyun altında kaldı, ilk kez yüzde 50’ye ulaşamadığı bir seçim yaşadı. Şimdi bu yüzde 50’yi ikinci turda arayacak.

Muhalefetin adayı ise onca çabaya, onca masaya rağmen geçen seçim İnce artı Akşener artı Demirtaş’ın aldığı oyun toplamı üzerine çıkamamış, Siyasal İslam’ın desteğini masadaki sayısal ağırlıklarına rağmen sağlayamamıştır.

Milletvekilliği seçimlerine gelince.

Burada da aslında sürpriz yok.

Ak Parti’nin oy oranlarında ciddi bir düşüş bekleniyordu.

Gerçekleşti.

Ak Parti yüzde 36’ya yakın bir oy aldı.

Bu 21 yıllık devri iktidarında, iktidar partisinin aldığı en düşük oydur. 2002’de kendisini iktidara getiren noktaya geri dönmüştür. İktidarı kaybetmeye yaklaştığı 2015 seçimlerinden bile 4 puan daha az oy almıştır. 2018 seçimlerine göre de yaklaşık 6 puanlık kaybı vardır.

Burada da muhalefetin beklentisi gerçekleşmiştir. Ama beklenmeyen ya tahmin edilemeyen MHP’nin başarısıdır.

MHP 2018 seçimlerindeki oyunu hemen hemen eksiksiz muhafaza ederek, Cumhur İttifakı’nı kurtaran taraftır. Aynen 2015 ve hatta 2018’de olduğu gibi.

Şaşırtıcı olan durum, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çoğunluğu elde etmiş olmasıdır.

Ama bunun asıl nedeni İYİ Parti ile CHP’nin ortak liste belirleyememiş olması, TİP’in de Yeşil Sol’un dışında macera aramasıdır. Bu iki partinin mesnetsiz olduğu söylenen ve böyle olduğu sandıkta kesinlik kazanan özgüveni Cumhur İttifakı’nı TBMM’de çoğunluğa taşımıştır.

Cumhur İttifakı, TBMM’deki çoğunluğunu  İYİ partilerin hesapsızlığına borçludur.

Aslına bakarsanız, Cumhurbaşkanlığı seçimi açısından ikinci tur zaten beklenen bir şeydi.

İlk turda biter diyen anket hemen hemen yoktu.

Nitekim öyle de oldu.

Şimdi ikinci tur kimse için çantada keklik değil.

Elbette Erdoğan daha avantajlı gibi.

Ve belirleyici olacak olan Sinan Oğan’a oy veren seçmen.

Bu seçmenin önemli bir bölümünün Başkanlık sistemi karşıtı ve Ak Parti muhalifi olduğu bir sır değil. Öyle olmasalar zaten MHP’de olurlardı.

14 gün sonra blok halinde bir yerde olmaları her iki taraf açısından da kolay değil.

28 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu HDP kökenli seçmeni ve CHP seçmenini sandığa gitmeye ne kadar ikna edebilir ve bunun üzerine Oğan oylarının ne kadarını alabilir ona bakacak.

Erdoğan’a ise katılımın düşmesi bile yetecek.

Kimse açısından Her şey bitmiş değil.

Ama muhalefette bir kez daha yenilmişlik duygusu da yok değil.

***

The siyasetçi
Sosyal medya üzerinden önde olan tarafın trol veya gerek kişilerinin geyiklerine maruz kalıyorum.

Haklılar mı?

Bir miktar haklılar.

Anketlere bakarak vardığım sonuçta ilk turu Kılıçdaroğlu’nun bir tık önde bitireceğini düşünüyordum.

Anketlere göre Ak Parti’in 34, MHP’nin 9, ittifakın geri kalanının ise 2 puan oy alacağını toplamda 44’e ulaşacaklarını Erdoğan’ın ise 2018’de olduğu gibi adayı olduğu ittifakın toplam oyunun 1, 1,5 puan gerisinde kalarak 44 civarında bir oy alacağını umuyordum.

Sinan Oğan’ın kendisine de programıma geldiğinde söylediğim üzere 6 puan civarında bir oy alacağını Kılıçdaroğlu’nun da bu durumda 50’yi zorlayacağını düşünüyordum.

Burada öngöremediğim, ya da anketlere güvenerek yanıldığım nokta Cumhur İttifakı’nın yüzde 49’u aşması oldu.

İktidar gücünü kullanması, İktidar gemisinin, iktidar oylarını yüzdürmesi de cabası oldu.

Kendi kaybını ortaklarına tamamlatması ise siyasi bir aklın, bir politik “Dehanın” sonucuydu.

Başkasının tecrübelerinden yararlananlar akıllı insanlardır.

Başkalarının oylarından yararlananlar ise akıllı siyasetçilerdir.

Erdoğan’ın devlet yönetimindeki yöntemleri uzun uzun tartışılır, eleştirilir.

Bu seçimin yapılış biçimi de…

Ama Erdoğan’ın akıllı siyasetçi olduğu su götürmez bir gerçektir.

Tartışılmaz.

***

MHP gücünü nasıl koruyor!
MHP’nin anketlerde öngörülenden fazla oy aldığı ilk seçim değil bu

Muhtemelen son da olmayacak.

Ancak bu başarısı sürpriz gibi görünse de aslında sürpriz değil.

Birincisi Erdoğan’ın zaman zaman aşırılığa kayan milliyetçi söylemleri AK Parti’den fazla MHP’ye yarıyor.

Ama ondan daha önemlisi MHP, Erdoğan iktidarında tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor.

Milliyetçi Hareket, ne 80 öncesinin Milliyetçi Cephe hükümetleri döneminde ne yüzde 18 oyla, TBMM’de ikinci parti ve koalisyonun önemli ortağı olduğu dönemlerde bugünkü kadar etkili değildi.

Bugün MHP bürokraside hiç olmadığı kadar güçlü, şimdiye kadar alamadığı kadar çok kadroya sahip.

Bürokrasinin ekonomi dışındaki alanlarındaki hakimiyeti çok yoğun.

Ve hatta belki de, bu kadrolaşması ile tarikatların bürokrasiyi toptan ele geçirmesinin önündeki en önemli engel.

Bu da elbette ki MHP’ye daha geniş bir tabanı ve bu tabanı koruyabilme imkanı sağlıyor.

***

Kim bu seçmen
Zannederim CHP seçim sonuçlarını değerlendirirken, yabancı seçmen konusundaki aşırı özgüvenin ve yabancı seçmen sayısını küçümseyici tavrının ne kadar yanlış olduğunu da görecektir.

Deprem bölgesindeki katılım düzeyinin bence başka hiçbir izahı yoktur.

Deprem bölgesindeki insanlara kızmaya da hakkımız yok.

Elbette ki, dün yanlarında olanı değil, yarın onlara ev vadedeni tercih edebilirler.

İhtiyaçtan, haklı olarak.

Ama bir kısmı uğruna oy verdiği evleri alamazlarsa eğer, isyan edip soru sormaya da onların hakkı olmayacak.

***

Mübarek
Bir de günün anlam ve önemine uygun eski bir fıkra ile bitirelim.

Yıllar önce, ABD Başkanı Bush seçimler arifesinde zordadır.

Oyları bir türlü beklediği düzeye ulaşamadığı için bir dönem daha başkanlık yapması zor görünmektedir.

Ekibini toplar ve “Bana seçim kazanma konusunda en uzman ekibi toplayın. Nerede ise bulun” talimatını verir.

İki gün sonra özel kalem müdürü gelir.

“Sayın Başkan seçimler konusunda en tek rütbeli ekip Mısır’da. Hüsnü Mübarek’in seçim takımı. Şimdiye kadar hiç seçim kaybetmemişler ve her seçimi farklı kazanmayı başarıyorlar. Mübarek ile konuşursanız seçim ekibini buraya yollamaya razı olur” der.

Bush Mübarek’i arar, Mübarek Başkanı kırmaz.

Ekip gelir çalışmalara başlar.

Nihayet seçim günü gelir.

Oylar verilir.

Sayım tamamlanır.

Bush heyecanla beklemektedir.

Gece özel kalem müdürünü çağırır.

“Ne oldu. Kazandık mı?” Diye merak sorar.

Özel Kalem Müdürü ezile büzüle yanıt verir, “Hayır Efendim. Kazanamadık. Hüsnü Mübarek kazandı”

Sizce bugün bir Amerikan başkanı seçimlerde yardım isteyecek olsa, kimden ister dersiniz!

***

NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?
Geçmişte değil gelecekte yaşadığımız zaman.