Gözüm TV'de, aklım askerlik yasa tasarısında. Gözüm kayıyor. Dünya televizyonları canlı yayında. Uydu kanallarında dolaşıyorum. Japonya'dan Araplar'a, Rusya'dan Afrika'ya kadar Paris'i yayınlıyor tüm kanallar. Sineması, müziği, kültürü ve kendine has özellikleriyle ne kadar büyük hayranlık duysak da Maraşlı olmam nedeniyle işgal dönemi travmasını yaşarım hep. İçgüdüsel sıkıntım vardır Fransızlar'a karşı. 1968 De Gaulle döneminden 2018 Macron dönemine tam 50 yıl ve yine Fransız gençliği ve yine ayaklanma. Yunanistan da karışık. Gülme komşuna, gelir başına. Vergide rekortmen Fransa, işsizlik oranıyla da başı çekiyor.
 
Al sana Macron. Al sana!
 
Dün hazırlanmakta olan askerlik yasasından söz ederken Hulusi Akar Paşa'yı da tanıtmak istemiştik. 50 yıllık üniformasını çıkarttıktan sonra uygulatıcı kimliğiyle silahlı kuvvetlerimizde değişikler öngörecek çalışmayı başlattı. Taslak, komutanlarla oluşturuluyor. Bu yeni reform çok geniş ele alınmalıdır. Bazı önerileri paylaşmak isterim. Şahsım cılız kalır. Anket yapılmalı, gençliğin önerileri alınmalıdır. Meslek kuruluşları ve odaların söyleyecekleri vardır.
 
Tezkere almış gençlerimizin de zorunlu askerlik döneminde başından geçenler, kıymetli olabilir. Genç subay ve astsubaylar, yeni görüşler ortaya atabilir. İlk eğitim ve ilk kabul kapısıdır onlar. Aile büyüklerinin de çocuklarıyla ilgili tavsiyeleri değerlidir. Zorunlu askerlik süresi ile sınırlı olmayıp amaç ve kapsam itibariyle değerlendirilmelidir. Zorunlu askerlik eğer 9 aysa, bu genç enerjiden ordumuz meslek ve yetenekleri oranında yararlanabilir.
 
Atom fiziği mühendisini, nöbet kulübesinde tutmak yerine, kendi sahasında çalıştırma olanağı olmalıdır. Doktor, mimar, mühendis, öğretmen sivil alanlardaki eksiklikleri tamamlaybilir. Bunca öğretmen açığı olan okullarımız eskiden olduğu gibi asker öğretmenlerle donanabilir. Ordumuz artık kendi silah, araç gereç üretiminde söz sahibi. Dokuz aylık görevleri sırasında kıymetli gençlerimiz, uzmanlıkları ile katkı sağlayamaz mı? Sanatçı ve sporcu askerlerimiz ülkemizin köşelerinde gösteri ve sunumlarla tohum atabilirler. Özetle askerlik görevi sırasında da mesleklerini yapabilirlerse reflekslerini sürdürür, daha da deneyimli hale gelebilirler.
 
Asker halkın yanında
 
Eski bir Yugoslavya seyahatinde görmüştüm. Askerler kırsalda halka yardımcı olmakla yükümlüydü. Yol açıyor, köylüye yardımcı oluyor, vatandaşına destek veriyordu. Bizim askerlerimizin yeteneğini, vatan hizmeti olarak sarf etmeleri ne güzel olur. Elektrikçi, tesisatçı, kalıpçı, betoncu çiftçi ve çobanı ile üretime yönelik zorunlu askerlik. Eskiden vardı, yanlışlıklar oldu ve kaldırıldı. Zorunlu hizmetin üretime yönelmesiyle kazanımlarımız olur.
 
Asker ocağı, ana ocağıdır. Eğitici ve öğreticidir. Ali okullarını hatırladım, okuma yazma bilmeyen askerler için. Trafik dersleri verilir, araç kullanma öğretilir, ehliyet alınması sağlanır ve hatta meslek de öğretilir ki, askerlik sonrası köyüne, toprağına döndüğünde uygulasın. Peki kim askerlik yapacak? Profesyonel ordu oluşuyor ya! Profesyonel er, erbaş, uzman onbaşı, uzman çavuş...
 
Karargah başka, 'kıt'a başka. Güvenlik, asayiş, ülke savunması, savaş, operasyon, terörle mücadele askeri uzmanlıktır. Dokuz aylık hizmet ile ne verim alınır ne de başarı beklenir. Şehit ve gazilik mertebesine ulaşılırken yetersiz kalınmışlık da hatırlanmalıdır. Meslek olarak askerlik başka bir şeydir, zorunlu askerlik başka. Yedek subay, bir asteğmen mi takım komutanlığında verimlidir, yoksa harp okulu eğitimi almış teğmen mi? Hangisi inisiyatif sağlar?
 
Asteğmenlik kalmadı
 
Yeni tasarıyla ilgili akademisyen, psikolog, sosyolog, psikiyatr görüşlerine de başvurulabilir. Öyle bir çatı oluşmalı ki, ordu üretken olsun. El ve zihin pratiği için bir şanstır askerlik. Tezkereden sonra anlatılacak askerlik hatıralarının yanı sıra hangi mesleği öğrendiğini, hangi köyde eser bıraktığını anlatabilmelidir. Sayın Akar ve komutanlar teknik konuda zaten deneyimli. Ancak 20-30 yaş aralığındaki gençler hem öğrenmeye muhtaçtır hem de öğretebilecek potansiyellileri vardır. Askerli dönemi ülke kalkınması için tam bir hayat üniversitesi olacaktır. Haydi Hulusi Akar Paşa, yeni hayat üniversitesinin ilk rektörü de siz olacaksınız...