HDP ve Yeşil Sol Parti'den cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turuna 2 gün kala açıklama geldi.

Diyarbakır'da yapılan toplantıda ilk söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan oldu.

Buldan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, partisine yönelik söylemlerine değinerek, şu ifadeleri kullandı:

"Ben Ümit Özdağ’ın da, Sinan Oğan’ın da iki ittifak arasında ve iki ittifak içerisine girerek birçok oyunu bozmak adına böyle bir hamle gerçekleştirdiğini ifade etmek istiyorum. O yüzden biz Ümit Özdağ’ın ne dediğine bakmıyoruz. Ümit Özdağ’ın ırkçı ve faşist söylemlerine asla takılmıyoruz. Bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun topluma vermiş olduğu sözlerdir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önce yapmış olduğu açıklamalardır. 

İkinci turda kazanabilmek için Ümit Özdağ ile bir protokol imzalamış olabilirler. Ama bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önce topluma yapmış olduğu açıklamalar, vermiş olduğu sözlerdir.

Bu kayyum meselesiyle ilgili, hem Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümüne dair söylemleri hem de Türkiye’nin geleceği açısından demokratikleşme yönünde atılacak adımlara dair söylemleridir. Biz bunu esas alırız ve biz buna bakarız. O yüzden Ümit Özdağ son günlerde ırkçı, faşist söylemleri çok yaygın bir şekilde kullanıyor.

Kürt halkına düşmanlığı bir kez daha ortaya koyuyor. Kürt halkı üzerinden bazı oyunları oynamaya çalışıyor. Ama biz bu oyunlara asla ve asla gelmeyeceğiz. Bizim esas meselemiz demokratikleşme meselesidir. Esas meselemiz Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin demokratikleşmesidir. O yüzden de ırkçı söylemlerin, faşist söylemlerin bizim açımızdan herhangi bir bağlayıcı tarafı da yoktur.

14 Mayıs tarihinde yapılan seçimlerin çok eşit şartlarda demokratik bir ortamda yapılmadığını biliyoruz. Ancak bütün bunlara rağmen Yeşil Sol Parti olarak, bütün bu engellemelere rağmen bir başarı elde ettiğimizi düşünüyoruz.

Tarihi bir kavşaktır aslında 28 Mayıs tarihinde yapılacak olan cumhurbaşkanı seçimi, biz Yeşil Sol olarak birinci turda sürdürmüş olduğumuz tutumumuzu ikinci turda da devam ettireceğimizi, iki gündür yapmış olduğumuz açıklamalarla birlikte zaten kamuoyuyla paylaştık.

Diyarbakır halkına bir kez daha şu çağrıyı yapıyorum. İkinci turda oylarımızı kullanalım. Sandığa gidelim. Birinci turdaki irademizi ve kararlılığımızı bir kez daha ikinci turda da gösterelim. Türkiye’nin rahat bir nefes alabilmesi için ve ikinci turda Erdoğan’ın kaybetmesi ile birlikte bütün meselelerin rahatlıkla çözülebileceği, demokratik adımların atılabileceği, Türkiye’nin barışa ve huzura ama aynı zamanda refaha kavuşabileceği bir ortamı yaratabilmek elbette ki bu seçimlere bağlı.

Bizler eğer ikinci turda kazanabilirsek demokrasinin inşasını gerçekleştirmiş olacağız. O yüzden bu o kadar önemli ve tarihi bir seçim olacak. Mesele elbette ki Millet İttifakı değildir, mesele Sayın Kılıçdaroğlu da değildir. Biz meseleye sadece ve sadece Türkiye’nin geleceği olarak bakıyoruz. Ve oyumuzu da Türkiye’nin geleceğine kullanıyoruz. Türkiye halkına, Türkiye toplumuna bir kez daha sandığa sahip çıkma, oylarına sahip çıkma ve de oylarını kullanma çağrısını buradan burada yinelemek istiyorum diye konuştu.

Daha sonra söz alan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk de şunları söyledi:

"Son dönemlerde milliyetçi tartışmalar ister istemez halkımıza bir kırgınlık yarattı. Bunun farkındayız. Halkımıza, gençlerimize şu mesajı iletmek istiyorum. Sakın oyuna gelmeyin. Protesto etmeniz, sandık başına gitmemeniz durumunda Erdoğan iktidarının değirmenine su taşımış olacaksınız. Bu bilinçle hareket etmeniz gerekmektedir.

Elbette tercihimiz Kılıçdaroğlundan yana olacaktı. Bu nedenle milliyetçi söylemlerin sonucunda halkımızda bir kırgınlık olduğunu görüyoruz. Aynı kırgınlığı biz de yaşıyoruz. Ama oyuna gelmemek lazım. Bu seçimde bir bütün olarak sandık başında olmamız lazım.

Ümit Özdağ’ın bizim için kayyumla ilgili ortaya koyduğu protokolün bizim için hiçbir anlamı ve önemi yok. Biz bu ülkede demokrasinin kalıcı olması için mücadelesini veriyoruz. Bütün anti demokratik gelişmeler karşısında tutumumuz aynı olacak. Kim olursa olsun tutumumuz demokrasiden yana olacak.

Kayyum meselesi elbette ki Kürt halkının iradesine bir ipotektir. Bunun farkındayız. Kim gelirse gelsin bu ipoteğe karşı tutumumuzu ortaya koyacağız. Yerel yönetimlerde hiçbir arkadaşımız hakkında dava açılmamış ancak belediye başkanı olduktan sonra davalar açıldı ve sanık durumuna takıldı. Kürt siyasetçileri cezaevinde, dokunulmazlıkları kaldırıldı. Elbette muhalefet de sütten çıkmış bir şey değil ama biz iki tercihten yana kaldığımız için Kılıçdaroğlu’nun yanında kalıyoruz."