Bir fadıl adam, bir sevdaya tutulmuştu. Bu yüzden çok cefa çekti.

Fakat tahammül etti. Bir kere nasihat yollu kendisine dedim ki, '' Senin onu temiz bir aşkla sevdiğini biliyorum. Sevgin bir kötülüğe dayanmıyor. Fena bir niyetin de yok.

Böyle olmakla beraber, kendini haksı yere suçlayıp durma. Ve kendini bilmezlerin diline düşürmek, fadıl insanların kadir ve kıymetlerine halel getirir, 

şereflerine sığmaz, haysiyetlerine uymaz.''.

Dedi ki:

'' Allah aşkına benden vazgeç!  Dediğin makul işi ve gösterdiğin mantıkı yolu  çok düşündüm. Bu işin cefasına katlanmak bana, onun cemalini 

görmekten daha kolay geldi.

Çünkü meşhur bir söz vardır ve doğru söylemişlerdir''.

'' Gönlü sıkıntıya düşürmek, gözü, ve güzelliği müşahadeden alıkoymaktan daha kolaydır''.

***

MESNEVİ:

Madem ki onsuz yaşanılamayacaktır  ve  hayat onsuz yaşamaya değmez. O halde onun yaşayacağı cefayıda çekmeli.

Birsevgiliye gönül veren, sakalınıda onun eline verir.

Ayağı, boynu bağlı ahu, kendi kendine bir yere gidemez.

Bir gün sıkıntıdan, ona;  Anan, senin elinden bıktım,  demiştimde, sonra günlerce af  istedim  ve  özür diledim.

Dost, dostuna  karşı aman, aman dememeli ve diyemez de.

Ona gönül bağladığımdan ona tabiim. İsterse lütfedip beni çağırır, isterse darılarak kovar. Bu artık onun bileceği bir iştir.

BEYT:

Sanki yanağında biten taze tüyler, ab-ı hayatla beslenmiş, çimenler gibiydi. Dudağına bakan nebat şekeri yemiş gibi olurdu.

Gülistan.