Sahabelerden kiramdan Abdullah İbn. Amr'ın geceleri sabaha kadar ibadet edip, gündüzleride oruç tuttuğunu öğrendiğinde Resulullah;
'' Sen böyle yaparsan gözlerin çöker, bedenin yorulur. Şüphesiz bedenin sende hakkı vardır.
Ailenin sende hakkı vardır. Onun için bazı günleri oruç tut bazı günleri tutma; gecenin bir bölümünde namaz kıl, geri kalan kısmında da uyu''
buyurmuştur. (Buhari).
Biz Resulullah (sav), Hz. Abdullah'a olan bu öğüdünde hayatın her alanında olduğu gibi, ibadetlerde itidalli olmayı tavsiye ettiğini görüyoruz.
İtidal, bütün aşırılık ve gevşekliklerden uzak olan dosdoğru bir yoldur.
İfrat, gerektiğinden fazla aşırı olma tefrit ise yetersizlik ve ihmalkarlık halidir.
İtidal ise, yetersizlik ve ihmalkarlık halidir. İtidal ise, bu ikisinin ortasıdır, dengeli olmaktır.
Resulullah (sav), imamlık yapan bir sahabiye namazı hafif kıldırmasını ve insanları, içlerindeki en zayıfına göre değerlendirmesini söylerken, namazı hızlı hızlı kılıp yanına gelen bir kimseden de her rüknün hakkını vererek namazı tekrar kılmasını istemiştir. (Buhari).
Bu örneklerde de Peygamberimiz hem ifrat hem tefritten sakındırmıştir.
***
Hadis:
İçinizden biri bir kötülük görse, onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin;
bunada gücü yetmezse kalbiyle ona nefret ve kin bağlamasın . Bu ise, imanın asgari gereğidir. (Müslim).
***
Bir kimsenin sağlığında bir dirhem sadaka vermesi, ölürken yüz dirhem sadaka dağıtmasından daha hayırlıdır. (Ebu Davud).