İSTANBUL'un en çılgın projesi Kanal İstanbul, ilk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 2011 yılında açıklanmıştı. Aradan geçen 8 yılda proje her yönüyle tartışıldı. Bir çok kişinin karşı çıktığı projenin tarihi bir geçmişi de var. Karadeniz ve Marmara arasında İstanbul Boğazı dışında ikinci bir suyolu açma fikri çok eskiye uzanıyor. 1 Roma, 1 Bizans,7 de Osmanlı padişahı Sakarya-Sapanca hattında kazılacak bir kanalla iki denizi birleştirmeye çalışmıştı.

 7 Osmanlı padişahı denemişti

İstanbul Boğazı'na alternatif suyolu oluşturma fikri, 500 yıldan daha uzun bir süre önce Kanuni Sultan Süleyman döneminde de gündeme gelmişti.Tarihi kaynaklara göre, Kanuni'nin ünlü veziri Sokullu Mehmed Paşa Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi'ni birleştirerek Karadeniz ve Marmara'yı bağlamayı hedefliyordu. Güzergah Sakarya, Kocaeli, Bilecik, Eskişehir ve Bolu illerini içine alan yeni bir ticaret yolu ortaya çıkaracaktı. Kesin olmamakla birlikte kanalla ilgili ön çalışma yapma görevinin dönemin ünlü mimarı Mimar Sinan'a verildiği tarihçiler arasında yıllardır tartışılıyor.   Kanuni döneminde savaşlar nedeniyle proje rafa kaldırıldı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu İstanbul Boğazı'na alternatif bir suyolu oluşturma fikrinden hiç vazgeçmedi. Kanuni'nin ardından  3. Murad, 4. Mehmed,  3. Mustafa, 2. Mahmud,  Abdülmecid ve  Abdülaziz dönemlerinde de kanal fikri yeniden gündeme geldi. Tarihçilere göre Osmanlı'nın bu güzergahta bir kanal açmak istemesinin temel sebebi Karadeniz'deki donanmanın kereste ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmekti. Özellikle 3. Murad devrinde donanmanın kereste ihtiyacı zirveye çıkınca, kanal için ilk ciddi girişim başlatılmıştı. 3. Murad'ın 1591 yılında İzmit ve Sapanca kadılarına gönderdiği yazılı hükümlerde kanalla ilgili çalışma yapılması talimatının yer aldığını anlatan tarihçiler, bu dönemdeki etüt çalışmalarıyla ilgili detaylı bilgiler olduğundan söz ediyor. 

Don-Volga Projesi 

Karadeniz'e dökülen Don Nehri ile Hazar Denizi'ne dökülen Volga Nehri'nin bir kanal aracılığı ile birleştirilmesiydi. Kırım Hanı'nın bu projeye olumlu yaklaşmaması ve kanalın açılmasıyla çıkarları zedelenecek olan Rusya'nın engelleme çabaları yüzünden proje yarım kalmıştı. Sokullu, bu proje ile  İpek Yolu'na işlerlik kazandırmak, Osmanlı için ileride tehdit oluşturabilecek olan Rusya'nın gelişimini engellemek,  İran savaşlarında kara ordularına donanma desteği sağlamak, her iki nehir civarında yaşayan Türkler'i Osmanlı egemenliği altına almak gibi amaçların yer aldığı söylenebilir. Sonuçsuz kalan kanal inşaatı girişimi,1952 yılında Ruslar tarafından gerçekleştirilmiştir.

Süveyş Kanal Projesi 

Sokullu Mehmed Paşa'nın bir başka kanal projesi de Süveyş Kanalı'ydı. Bunun için Sudan'ı fetheden sadrazam buna rağmen projesini bitiremedi. Osmanlı'nın Umman Denizi ve Hint Okyanusu'nda kurmak istediği egemenlik için düşünülen bir projeydi. Akdeniz ile Kızıldeniz'in bir kanal ile birbirine bağlanmasıyla ulaşmak istediği hedef coğrafi keşifler ile önemini yitiren Akdeniz ticaretine önem kazandırarak Baharat Yolu'nu yeniden canlandırmak ve bölge Müslümanlarına yardım etmekti.Kanal Sokullu'nun ölümü üzerine gerçekleşmemesine rağmen daha sonraki yıllarda ilham alınan bir proje oldu. Süveyş Kanalı 1869'da Avrupalı devletler tarafından açılmış ve Akdeniz ticareti ancak o dönemde canlanmıştır. Osmanlı siyasi tarihinde adından önemli başarılarla söz ettiren Sokullu, Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilemese de üç önemli projesiyle ileri görüşlü bir devlet adamı olduğunu göstermiştir. Don-Volga Kanal Projesi gerçekleşmesi durumunda tarihin akışı üzerine etki edebilecek büyük projelerden birisiydi. Eğer bu proje gerçekleşmiş olsaydı Ruslar Kafkasya ve Orta Asya bölgesine sarkamayacaklar en önemlisi belki de günümüzün büyük Rusya'sı olmayacaktı.