1515’te Edirne Kadısı, 1516 senesinde Anadolu Kazaskeri oldu ve Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır Seferine katıldı; büyük itibar gördü.

Mısır ve Karaman’ın tahririnde vergi defterlerinin oluşturulup mükelleflerin bu deftere kaydedilmesi vazifesinde bulundu.

Anlatıldığına göre Mısır seferi dönüşünde Şeyhülislam ibni Kemal Paşanın atının ayağından Yavuz Sultan Selim Han’ın kaftanına çamur sıçrar.

Bunun üzerine Yavuz Sultan Selim Han; ‘’Ulemâ ayağından sıçrayan çamurlar medar-ı zinet ve bais-i mefharet olur’’, der ve o kaftanın, vefatının ardından sandukasının üzerine örtülmesi yönünde vasiyette bulunur.

Yavuz Sultan Selim Han’dan sonra tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman Han da ibni Kemal Paşa’ya son derece hürmetkar davranmıştır.

Üst Düzey İlmi Vazifeleri, Şeyhülislamlık Devresi ve Vefatı: 1520’de Edirne Darü’l-Hadis Medresesi müderrisliği, 1522’de Bayezid Medresesi müderrisliği ve 1524’de Fatih Medresesi müderrisliği gibi ilmiyye sınıfının üst düzey mevkîlerinde görev yaptıktan sonra, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Zenbilli Ali Cemali Efendinin 1526 senesindeki vefatı üzerine Şehülislamlığa getirildi.

Sekiz yıl boyunca bu vazifede kaldıktan sonra 16 Nisan 1534’te İstanbul’da vefat etti ve kalabalıkları bir araya getiren cenaze namazını müteakip Emir Buhari Camii yakınlarındaki Mahmud Çelebi zaviyesine defnedildi.

Onun vefatına tarih düşürmek için yazılmış olan ‘’İrtehale’l-ulumu bi’l-Kemal’’ ‘’Kemal’le birlikte ilimler de öldü’’ ifadesi, onun ilmi şahsiyetine yaşadığı dönemin şahitliği açısından mühimdir.

Büyük söz üstadlarından biri olan ibni Kemal Paşanın nasihat niteliğinde birçok sözü kaydedilmiştir ki, bunların bir kısmı darb-ı mesel olarak günümüzde de hemen herkes tarafından bilinmektedir. ‘’Kısmetindir gezdiren yer yer seni Arş’a çıksan, akıbet yer yer seni’’, Sakla kurt enciğin derin oysun Besle kargayı gözlerin oysun.’’ sözleri pek meşhurdur.