Bilmeyenler için önce Merhabı tanıtalım...

Merhab; Hayber Yahudileri'nin başpehlivanı. Medine-i Münevvere'den Haybere sürüldüler ancak, yine rahat durmadılar.

Medine'ye karşı müşriklerle ittifak yaptılar...Ayrıca pek çok Yahudi kabilesi de orada toplanmıştı...Bu sebeple artık Hayber'i fethetmek Müslümanlar için elzem olmuştu...

Resulullah'ın ordusu Hayber önlerine gelmişti... Bu arada Hazreti Ali Efendimizin gözleri ağrıyordu. Resulullah efendimiz okudu ve şifa bulması için Allah'ü Teala'ya dua etti. Hazreti Ali'nin gözlerin de bir ağrı sızı kalmadı.Yahudilerin, pehlivanı ''Merhab'' Nara atarak, mücahitlere şöyle seslendi: ''Hayber halkı iyi bilir ki, ben, gelip çatan harplerin tutuştuğu, kızıştığı zamanlarda, tepeden tırnağa kadar silahlanmış, cesaret ve kahramanlığı denenmiş Merhabımdır. Ben, kükreyerek geldikleri zaman aslanları bile kah mızrakla, kah kılıçla vurup yere sermişimdir!. Anam bana Haydar der! Merhab, böyle bağırdıktan sonra, teke tek çarpışmak için Müslümanlardan er istedi. Bunun üzerine Hazreti Ali; ''Ben oyum ki; anam bana Haydar, yani Arslan adını takmıştır! Ben, ormanların heybetli görünüşlü arslanı gibiyimdir. Sizi, geniş ölçüde ve çarçabuk tepeleyici bir er kişiyimdir, diye şiir söyleyerek, Merhab'ın karşısına korkusuzca dikildi.

Bu şiir Merhab'a o gece gördüğü rüyayı hatırlattı.

Çünkü Merhab, o gece rüyasında kendisini bir arslanın parçaladığını görmüştü...

Ve, Hazreti Ali ile Merhab karşı karşıya geldiler.

Hazreti Ali öyle bir kılıç indirdi ki, Merhab'ın siperlendiği kalkanı ve demirden miğferi de keserek başını ikiye ayırdı. Merhab'ın başına inen ''Zülfikar'' öyle bir ses çıkardı ki, Hayber karargahında bulunan Ümm-i Seleme; Merhab'ın dişlerine kadar inen kılıcın sesini ben de işittim, demiştir. Hazreti Ali, o gün Yahudilerin en namlı kişilerinden sekizini saf dışı bırakmıştı.İkili çarpışmalardan sonra Hayber'e hücum edilmiş ve Hazreti Ali, kale kapısını koparıp, kalkan olarak kullanmıştır. Hayber'in fethinden sonra Hz. Ali'ye Peygamber efendimiz buyurdu ki: Şükür secdesine kapandı...''Ya Ali, eğer halk, İsa'ya söylediklerini söylemeyecek olsalardı, senin hakkında çok sözler söylerdim. O zaman herkes, bereketlenmek için, ayağının tozunu alır, abdest suyunu şifa için hastalarına verirlerdi. Seni şehid ederler. Ahirette havzımın üzerinde halifemsin. Cennete en önce sen girersin. Seni sevenler nurdan minberler üzerinde olur...''

***

Evet; İsrail masum insanları öldürüyor, korkmuyor utanmıyor.

Benim öfkem İsraile değil, öfkem Arap ülkelerinedir. Kendisini Arapların ağabeyi sanan Mısır nerede...? Libya, S.Arabistan, fas, tunus, Cezayir, Lübnan ve milyar dolarlarını ABD, İngiterere ve diğer Avrupa Bankalarında çalıştıran Arap Emirlikleri nerede...?

İsrail bu cesareti nereden alıyor?

Elbette ABD ve İngiliz ağabeylerinden.

Peki Kur'an-ı Kerim ne buyuruyor:

"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah, o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez." (Mâide Sûresi, 5:51)