Peygamber efendimiz, kendi şahsında bizlere örnek olarak, şu duay'ı tavsiye etmiştit:

'' Yarabbi! açıp kapanıncaya kadar, hatta ondan daha  az bir zaman bile nefsimle başbaşa bırakma.''(Ebu Davud).

Mevlana hazretleri de mesnevisnde, nefs ve terbiyesi, hususunda  şöyle bir kıssa nakleder,

'' Vaktiyle dağlarda yılan avlayıp, insanlara sergilerek, para kazanan bir yılan avcısı  vardı. Yine bir gün bu maksatla gayet soğuk olan dağlarda dolaşmaktaydı. 

Birden o güne kadar görmediği büyüklükte bir ejderha ile karşılaştı. O ejderha soğuktan kaskatı durduğu halde, yılan avcısının yüreği, onun dış görünüşünden  dolayı korku ile dolmuştu.

 Bir müddet sonra bu korkusu izale oldu. Ölü sandığı bu ejderhayı, bir kaç kuruş kazanırım diye sevinerek sürükleye sürüklleye Bağdata getirdi.

Halka da: '' Ben size ölü bir ejderha getirdim ama, onu yakalamak için çok zahmetler çektim'' diyordu.

Yılan avcısının ölü sandığı bu ejderha, aslında soğuktan  kaskati kesilmişti. Ölü gibi görünmesine rağmen hakikatte diri idi.

Kısa bir zamanda koca şehir ; '' Bir yılan avcısı görülmemiş, görülmemiş koskoca bir ejderhayı avlıyarak Bağdada getirmiş.''

sözleriyle çalkanmaya başlamış. Bunu duyan meraklı büyük kalabkükremişalık çarşının ortasında bir takım kilim ve bez parçalarının altında duran ejderhayı yakından görmek için toplandı.

Yılan avcısıda eline geçecek  paranın artması  için kalabalığın iyice artmasını bekliyordu.

Fakat halkın toplanması beklenirken, zaman iyice geçti. Irak güneşi de yılanın üstüne vurmaya başladı.

Sıcak memleketin güneşi, ejderhayı ısıtınca ölü sanılan ejderha, kımıldamaya hayı ısıtınca onun bedenindeki soğukluk, uyuşukluk,gitmeye

 ölü sanılan ejderha kımıldamaya başladı.

Ejderhanın kımıldanışı yüzünden halkın şaşkınlığı bir iken binlerce oldu. Seyirciler, şaşkınlıktan naralar atıp, bağrışarak kaçmaya başladı.

Bu sırada o korkutucu  ejderha da bağlı olduğu kalın ipleri  kükremiş bir aslan gibi kopardı ve örtülerin altından sıyrılıp çıktı...

Bu manzarayı gören yılan avcısı, '' Ben dağlardan kırlardan ne ı getirmişim?'' diye korkusundan olduğu yerde kaskati kaldı hiç bir yere kımıldamadı.

Ejderhada yılan avcısını bir lokmada yutuverdi.

 Bu hikayede yılan avcısı, nefsin heva ve hevesine aldanan dünyalıktan başka bir şeyi düşünmeyen gafil kişiyi, ejderha ise; Nefsi emmareyi temsil etmektedir.

Nefse taviz vererek, nefsin arzularını yerine getirerek, onun şerrinden kurtulmak mümkün değildir.

Bundan kurtulmanın yegane çaresi, Yüce Allah'a sığınıp, O'nun emirlerine sarılmaktır.