De ki; Bakın, benim namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm yalnızca bütün alemlerin Rabbi olan Allah içindir, ki O’nun uluhiyetinde hiç kimse pay sahibi değildir. Ben böyle emrolundum; ve ben benliklerini Allah’a teslim edenlerin daima öncüsü olacağım, (En’am, 6/162-163)

Şu dünya hayatında hayatı ve ölümü doğru okuyanlar ebediyyen kazançlı çıkacaklardır; yanlış okuyanlar ise ebediyyen kaybedeceklerdir. Hala imtihanı devam eden ve doğru okuma imkanına sahip olanlar için hayatı bir ibadet şuuruyla yaşayıp ölümü de bir ibadete hazırlanmanın heyecanıyla karşılamak, hayatı ve içindeki imkanları yaratarak bize hediye eden Rabbimize müteşekkir olduğumuza güçlü kanıtlar taşıyan niyetlerle kalplerimizi süslemek, salih amellerle, yetiştireceğimiz salih nesillerle geride güzel bir iz bırakabilmektir.

Önemli olan hayattayken vahiyle dirilmek, canımızı bütün varlığımızla Rabbimize adamış bir mü’min olarak yaşamak ve o dirilikle öte dünyaya göçüp Rabbimizin huzuruna çıkmaktır: “Ey Rabbimiz! Kimi ateşe mahkum edersen, kuşkusuz, onu bu dünyada alçaltmış otursun. Ve bu zalimler, hiçbir yardımcı da bulamazlar. Ey Rabbimiz! Bizi imana çağıran bir ses duyduk; Rabbinize güven bağlayın! Ve böylece imana geldik.

Ey Rabbimiz! Günahlarımızdan ötürü bizi affet ve kötülüklerimizi sil; ve gerçek erdem sahipleri olarak canımızı al! Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiğin şeyi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, Sen sözünden asla caymazsın!” (Al-i İmran, 3/192-194)

“...Ey Rabbimiz! Dar zamanda bize sabır ihsan et ve yürekten Sana bağlanan kimseler olarak canımızı al!” (Araf, 7/126) “Ey Rabbim! Bana nüfuz ve İktidar bahşettin; olayların altında yatan gerçekleri kavrayıp açıklama bilgisi verdin.

Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada ve ahirette benim yanımda-yakınımda olan beni koruyup destekleyen Sensin. Canımı, bütün varlığıyla Sana adamış biri olarak al ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat!” (Yûsuf, 12/101) 40 Dede Korkut Hikâyeleri Oğuz Türklerinin X-XI. yüzyıllarda yaşadıkları bir takım olay ve mücadeleleri şahıslar etrafında anlatan milli kültür mirasımızdır. Söz konusu zaman aralığı özellikle Türklerin Müslüman oldukları tarihler olarak önemlidir. Bu eserde Türklerin kahramanlıkları Müslümanlıktan önce ve sonraki örf, adet ve gelenekleri, sosyo-kültürel ve ahlaki yaşantıları analiz edilmiştir. Eserde üzerinde durulan mevzulardan biri de Türklerin Müslüman olmalarını müteakiben dînî inanışları ve ibadetleridir.

Bu bağlamda Allah inancı hikâyelerde en çok üzerinde durulan inanç esasıdır. Ulûhiyet konuları içinde yer alan Kader konusu da hikâyelerde işlenen diğer bir temadır. Ayrıca başta Hz. Muhammed olmak üzere bazı peygamberler hakkında anlatımlara da yer verilmiştir. Diğer taraftan Cebrail ve Azrail isimli meleklerden bahsedilmiştir. İlahi kitaplara gelince, sadece Kur’an’dan ismen bahsedilmiş, diğer kitaplara değinilmemiştir.

Yine ölüm, kıyamet, Cennet, Cehennem, Kevser Havuzu gibi ahiret inancı içerisinde yer alan inanışlara da yer verilmiştir. Dede Korkut Hikâyeleri İslam dinini öğretmek için yazılmış didaktik bir yapıt değildir. Bilakis hikâyelerde İslam, birey ve toplumun ruhu/özü haline gelmiş bir unsur olarak işlenmiştir. Bu çalışmanın amacı Dede Korkut hikâyelerindeki anlatımlardan hareketle Türklerin, özellikle de Oğuz Türklerinin itikadi inanışlarının göstergelerinin imanın altı şartı bağlamında araştırılması ve bunların İslam akidesi açısından değerlendirilmesidir. Kur’an’da ayet; ölüm Müşrik, kafir, münafık olarak ölmek...

Kaynak: Hayat Gibi Bir Ayet: Ölüm