Ada keyfi güzeldir.

Denizin ortasında keyif.

Masmavi bir derya.

Çığlık çığlığa kırlangıçlar-martılar,karabataklar.

Dalgaları yara yara giden gemiler.

Ağlarına denizin bereketini çeken balıkçı tekneleri.

Değil yaşamak.

Adayı seyretmek dahi doyumsuz bir mutluluktur.

Adaların tarihleri vardır.

 

ADALAR HEP CANIMIZI YAKMIŞTIR

 

Ege denizinde pek çok adayı masa başında kaybettik.

12 ADA hala yüreğimizde bir YARA.

Devlet büyüklerimiz işgalci güçler tarafından Malta adasına sürüldü.

Bir anlamda eskiden adalar sürgün yeriydi.

Kıbrıs adası için Rumlarla savaştık.

Kendi gemimizi batırıp, uçaklarımızı düşürdük.

Adnan Menderes adada asıldı.

Kaş'ta horoz seslerini dinlediğimiz Meis Adası da bizimdi.

Ancak bir ada var ki dillere destan.

Torunlarımızın torunları dahi konuşacaklar bu adayı.

Marmara Denizi'ndeki adada filmler çevrilecek.

Öyküler yazılacak.

 

İMRALİ BİR EFSANE OLDU

 

Ada; Armutlu Yarımadasının batı ucundaki,

 Bozburun'a yaklaşık 20 km, 

Bursa, Karacabey kıyısındaki Susurluk Çayı ağzına 12 km uzaklıktadır.

Bursa ili sınırları içinde.

Oldukça büyük. 

Yüzölçümü 9,98 km².

 Kıyılarının uzunluğu ise 19,4 km.

Marmara, Paşa limanı ve Avşa'dan sonra Marmara Denizi'ndeki dördüncü büyük ada. 

Üzerinde yerleşim yok.

Adına İMRALI diyorlar.

 

KATİLLERE GEMİ BİLE TAHSİS ETTİK

 

Bebek katiline tahsis edildi.

Kandil'in lideri Karayılan.

İmralı'nın ki Öcalan.

Hava şartları kötülediğinde avukatlarının ziyaretleri aksamasın diye GEMİCİK alındı.

Daha sonra gemiciğin ne için alındı ortaya çıktı.

Devlet erkânının gidiş gelişleri için.

Görünen o ki;

İmralı'nın trafiği bu yıl biraz daha karışacak.

Çünkü CUMHURBAŞKANLIĞI seçimleri var.

Ve birileri o yüzde 6 PKK oyuna muhtaç.

Ülke yöneticileri.

MİT.

Asker.

BDP'liler.

Apo'nun ailesi.

Avukatları.

AB gözlemcileri.

Sivil Toplum Örgüt temsilcileri.

Bunun için gidip geliyorlar.

Trafik esrarengiz ve de sır dolu.

Adada yerleşim yok dedik ya…

Bu gidiş-gelişler yerleşimi artırdı.

Ziyaretçileri ağırlamak için,

Restoranlar.

Kafeler.

Gece kalış için oteller… Gerekiyor.

Bebek katilinin keyfi yerinde.

 

DAĞDAN SEL GİBİ BAKİRE AKAR

(kalmışsa tabii)

 

Hükümet, mahkûmlar için, sevişme odaları bile hazırlanacağını duyurdu.

Bebek katili de mahkûm.

Aynı hak, onun için de geçerli.

Gerçi eski haremi, Karayılan'a kaldı.

Olsun, APO ıslık çalınca dağdan sel gibi bakire akar!

Dağdan akmazsa AB'den gelir.

Her fırsatta;

Alman yeşiller Partisinin bu konuda hiçbir "AHLAKİ" engeli yok.

Savaşma SEVİŞ diyorlar.

Yeşillerden meşhur bir Ablamız ne isteseniz,

Temin eder evel Alllah.

- APO' ya iyi bakın, diye fırça çeken.

Yılda birkaç defa kontrole gelen AB yöneticileri;

Özellikle sosyalistler,

İmralı'ya esmer, sarışın, kızıl…

 Hatun yığar.

Yalaka basın'da;

-İmralı'da aşk, diye manşet atar.

 

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ BİR BEDEL OLABİLİR Mİ?

 

Almadan vermek,

 Yaradan'a mahsus.

Bebek katiline, silahların susması,

Cumhurbaşkanlığı seçimine destek olması için ödenecek bir diyet masada olabilir mi?

Hükümetin ateş yumağına dönen,

Denetimi ele geçiren PKK'nın, Güneydoğunun bu haline,

Sessiz kalması,

Bu diyetin bir ipucu olabilir mi?

Ev hapsi mi?

APO Bodrum PAŞASI olabilir mi?

Burada parantez açmak gerekir.

Bodrum'dan yüzlerce MAİL geldi.

- Şakası bile korkunç;" APO'nun Bodrum'da ne işi var" diye.

Başlangıç olarak belki,

Ya sonra?

Toprak mı vereceğiz.

Vereceksek, nereleri vereceğiz?

İmralı konuşmalarını ve pazarlıklarını herkesin bilme hakkı var.

PKK-BDP-KANDİL'İN isteği 23 il.

Acaba, pazarlığın kritik noktası burası mı?

23 olmasın, 5-10 olsun pazarlığı mı?

Kanla alınan toprakların,

 Pazarlıkla verileceğini kimse düşünmesin.

 

APO YUMOŞ İLE YUMUŞATILDI

 

40 bin kişinin katilini malum kalem;

-Galatasaraylı, diye tanıttı.

Futbol oynarken resimlerini yayınladı.

Birileri;

-APO, Müslüman, dedi

Diğer birileri;

-İyi çocuktu, dağa çıktığına inanamadık, diye parlattı.

Gözü yaşlı birileri ise;

-Sınıf arkadaşımızdı, namaz kaçırmazdı, diye ilave etti.

Apo'nun kirli çamaşırları YUMOŞ ile yumuşatılıyor.

Birileri ellerine verilen senaryo gereği,

40 bin insanımızın katledilmesinden bahsetmedi.

Apo'nun nasıl bir katil olduğu.

Bebeklere kıydığını anlatmadı.

Senaryonun devamında; 

"ÖRTÜLÜ" af, görünüyordu,

Uygulandı.

Cezaevleri alamayacağı kadar;

Asker,

Polis,

Gazeteci,

Profesör, doluydu.

Engin Alan hariç,

Öcalan hariç,

Bir anda boşaltıldı.

Herkesin arzusu bu insanların demir parmaklıklar arkasından çıkması.

Örtülü af;

Dağdaki PKK'lıyı.

Hapisteki genelkurmay başkanını.

Milletvekillerini.

Paşaları.

Gazetecileri.

Rektörleri de kapsadı.

Senaryo yazarlarının genel kanısı; 

Bu iki taraflı,

Ne şiş yansın, ne de kebap,

Türündeki af,

Toplumdan fazla tepki görmedi.

Elbette ki af,

Bebek katiline de yarayacak.

Onu bekliyoruz.

İlk aşamada, APO af dışı bırakıldı.

Sonra avukatlar.

AB temsilcileri.

STK'lar devreye girecek.

Kanunda bırakılan boşluk doldurulacak…

 

APO SERBEST KALACAK

 

Ve mutlu son;

Bebek katili serbest kalacak.

Ne yazık ki; senaryoda yazılmayan bölüm de var.

APO ve onu serbest bırakanlar için mutlu son.

Türkiye için,

Türkler için mutsuzluğun başlangıcı olacak.

İmralı görüşmelerini şimdilik;

PKK.

BDP temsilcileri.

Yabancı haber ajanslarından izliyoruz.

Karayılan;

- Silah bırakmam, diyerek, pişmiş aşa su katıyor.

Ortalığı karıştırıyor.

Ancak, gözlemi güçlü,

-Ortadoğu'da savaş varken, silah bırakılmaz.

İmralı'daki görüşmelerin önü;

Askerlerin kışladan, Silivri'ye nakli ile açılmıştı.

Karayılan; Ortadoğu'da bizi de saran savaşı görüyor,

 Silah bırakmayacağını söylüyor.

Bir anlamda, APO devrinin kapandığının mesajını veriyor.

Suriye'de eline silah alan 50-60 kişilik guruplar, devleti parçalıyor.

2000'in üzerinde silahlı militana komuta eden,

PKK'nın,

İran'da.

Irak'ta

Suriye'de ne kadar önemli bir faktör olduğunu gören Karayılan, silah bırakmaz.

Zaten bırakmadı da.

Açılım süreci boyunca,

Aksine eksiklerini tamamlayarak,

Daha da güçlendi.

İmralı'daki görüşme sona ermeden; silah bırakmayacağını da söyledi.

 

APO DEVRİ KAPANDI MI?

 

APO, görevini tamamladı.

Bundan sonra PKK için bir lider değil, yük olur.

75 kusur yaşındaki genelkurmay eski başkanı 10'dan fazla polis tarafından,

 Yaka paça evinden alıp götürülürken.

Bebek katiline, pastalı, çiçekli ziyaret günleri düzenleyen birileri şunu unutmasın;

Sönmüş bir yıldızdan vitrin süsü olmaz.

APO;

"Bir bilen"

"Ombudsman"  

"Aracı" olmaz.

Dökülen kanı durduramaz.

Silahları susturamaz.

Hele hele, terörist, bölücü bir katil,

Cumhurbaşkanlığı seçiminde,

Belirleyici unsur hiç olamaz.

Ve de hiç kimse vatan topraklarını pazarlık masasına sunamaz.

Üst üste gelen NAHOŞ olaylar sebebiyle,

Dengesini kaybeden,

İnisiyatifini yitiren yönetenlerimizin,

Akılarını başına alarak,

Salim kararlar almasını diliyoruz.

Çünkü bu vatan bu haliyle güçlüdür.

Küçülmüş parçalanmış bir Türkiye,

Bölgede küçük ve güçsüz bir devlet olur.

Bu batının çok işine gelir.

Ama biz vatan sevdalılarını sadece celallendirir,

Şahlandırır.

Kimse TÜRKÜN AYRANINI kabartmaya kalkmasın.