05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi SAĞLIK Varis oluşumunu iş ve yaşam koşulları tetikliyor

Varis oluşumunu iş ve yaşam koşulları tetikliyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Hasan Sunar, iş ve yaşam koşullarının kişinin yapısal yatkınlığıyla birlikte varisleri ortaya çıkardığını belirterek, aile üyelerinde varis görülenlerin daha dikkatli olması gerektiğini bildirdi.

Günümüzde birçok kişinin muzdarip olduğu varise ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Sunar, varisin özellikle bacaklarda yüzeysel toplardamarların genişleyerek görünür hale gelmesi olduğunu belirtti. 

Sunar, teorik olarak uygunsuz iş ve yaşam koşullarıyla yapısal yatkınlığın bir araya geldiği tüm bireylerde varisin görülebileceğine işaret ederek, "Uzun süre ayakta kalmayı gerektiren işlerde çalışanlar ilk akla gelenler oluyor. Masa başından kalkmadan çalışanları da buna eklemek gerekli. Hamileler de önemli bir varis riski altındalar. İş ve yaşam koşulları kişinin yapısal yatkınlığı ile birlikte varisleri ortaya çıkarıyor. Aile üyelerinde varis görülenler daha dikkatli olmalılar." diye konuştu. 

Varisin özellikle bacaklar için konuşulacak olursa, bacak toplardamarlarının kanı taşımada karşılaştığı sorunların yansıması olarak düşünülmesi gerektiğini dile getiren Sunar, şöyle devam etti:

"Bacaklarda farklı bölge ve derinlikte toplardamarlar var. Her birinin varis hastalığına farklı katkısı olabilir. Bu durum, hastalık tablosunu etkilediği gibi tedavi şeklini ve sonucunu da büyük oranda belirler. Hastaların tedaviye uygunluğu toplardamarların ultrasonografi incelemesiyle anlaşılır. Bu işlem halk arasında bacak dopleri olarak bilinir. Bacak dopleri bir tanı aracı olmanın yanı sıra hastanın varislerinden tamamen kurtulma şansı olup olmadığı bilgisini de verir. Örneğin derin toplardamar sisteminde problem varsa buna bazen iç varis de deniyor, hastalara varis ameliyatı önerilmez.

Bu hastalara destek tedavileri dediğimiz varis çorabı, ağızdan kullanılan ilaçlar verilir. Yaşam koşullarını uygun hale getirmesi önerilir. Varislerin şekline göre farklı varis giderme metotları uygulanır. Telenjiektazi adını verdiğimiz kılcal varisler dışardan lazer uygulamalarıyla ayaktan tedavi edilir. Biraz daha geniş olanlar köpük tedavisi adı verilen varisleşmiş damarın içine iğne ile ilaç verilerek tedavi edilir. Bu da ayaktan yapılan bir işlemdir. Hastanın yatmasına gerek yoktur."

"VARİSİ OLUŞTURAN KOŞULLAR DÜZELTİLMELİ"

Prof. Dr. Hasan Sunar, toplardamarları 5 milimetrenin üzerinde genişlemiş yaygın varisleri olan hastalarda ise klasik cerrahi teknikler ve lazer ya da radyofrekans ablasyon teknikleriyle tedavinin mümkün olacağını vurguladı. 

Varisin kendisinin ağrı doğuran bir hastalık olduğunu, tedavilerin de ağrılı olabileceğini aktaran Sunar,  şu bilgileri verdi:

"Tedaviyi uygulayan bizler ağrının hissedilmemesi için önlem alıyoruz. Müdahalenin şekline göre ağrı kesici kremler, işlem bölgesine ağrı kesici ilaç enjeksiyonu, tüm bacağın ağrı duyusunun iptali için bölgesel anestezi teknikleri uygulanabilir. Burada belirleyici olan varislerin şekli ve yaygınlığıdır. İşlem, operasyon sonrası dönemde ağrı kesici ilaç önerebiliriz. Varisler tedaviye rağmen tekrar oluşabilir. Varis oluşturan koşullar devam ediyorsa oluşmaması beklenemez. Varise işlem yapıldıktan sonra iş ve yaşam koşullarını düzenlemek ve toplardamar duvarlarını desteklemek hedefli bir koruyucu tedaviye devam etmek gerekir."

Prof. Dr. Sunar, aile bireylerinde varis görülenlerin ve varis ameliyatı geçirenlerin bir kat daha dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Uzun süre ayakta kalmaktan veya uzun süre hareketsiz oturmaktan kaçınmak ilk sırada dikkat edilmesi gerekenler. Karın içi basıncını artıran durumlar da varis oluşumunu kolaylaştırıyor. Hamilelikte koruyucu varis çorabı giymek, düzenli yürüyüşler, otururken bacakları yüksekte tutmaya çalışmak hatırda tutulmalı." önerilerinde bulundu. 

"BANYO SONRASI SOĞUK SU"

İş ve yaşam koşullarını değiştiremeyenlerin mutlaka koruyucu varis çorabı kullanması gerektiğini dile getiren Sunar, banyo sonrası bacaklara yapılacak soğuk duşun, toplardamar duvarlarının antrene edilmesiyle varis oluşumunu geciktirmeye katkı sağladığını söyledi.

Sunar, çok sıcak banyo, kaplıca, plajda sıcak kumda yatmak, güneşlenmek gibi durumların varisleri artırıcı etki yaptığını, bunlardan kaçınılması gerektiğini ifade ederek, "Varisi olanların birebir mücadele gerektiren futbol, basketbol gibi sporlardan kaçınması, yüzme, yürüyüş gibi sporları tercih etmesi uygun olacaktır." şeklinde konuştu.  

Hastanelerinde radyofrekans ablasyon işlemiyle varis tedavisi yapılabildiğini, bu işlemin varis hastalarının belirli bir bölümü için tedavi alternatifi olduğunu, kılcal varisler veya köpük tedavisine uygun hastaları kapsamadığını aktaran Sunar, "Varis hastaları kalp ve damar cerrahisi polikliniğimize başvurmalılar. İlk muayenenin ardından bacak dopleri sonucuna göre hastanın varislerine yönelik bir müdahale imkanı olup olmadığı ve imkan varsa hangi tür müdahalenin uygun olduğu değerlendirilir. Hastaya tedavi seçenekleri sunulur. Radyofrekans ablasyon veya klasik cerrahiye uygunsa ve hasta isterse ameliyatı hastanemizde yapılır." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *