Ortalık toz duman.
Hükümet kaşık ile veriyor.
Kepçe ile alıyor.
Her kurum gardını alıyor.
Marketler, birinci el üreticiler.
Zamların oranlarına göre ürünlerinin etiketlerine,
Bindirim yapıyorlar.
Kiralar aldı başını gitti.
Pasaporta,ehliyete,cezalara yüzde yüz zam.
Motorlu taşıtlar vergisi dünyada görülmemiş biçimde,
Bir vergi yılı içinde iki defa ödenecek.
Benzin-mazot fiyatları bir gecede yaktı yıktı.
Doğalgaza,elekriğe,suya yapılan zamlar içimizi acıtıyor.
Özetle zamları say say bitiremezsin.
Bu zamlardan çarşı pazar da payını aldı.
Bir günün fiyatları ile ertesi günün fiyatları,
Birbirini tutmuyor.
Etiketleri görünce gözlerinize inanamıyorsunuz.
Kör tutanın elinde kalıyor.
Hükümet, memur, emekli, işçi, maaşlarında iyileştirmeye gitti.
Yani zam yaptı.
Ama bu zam bir hafta içinde misliyle geri alındı.

Vatandaşın alım gücü daha da düştü.
“Ne anladım bu zamdan” denilecek türden noktaya geldik.
Zam kazanından en düşük pay ise maalesef,
Her zaman ki gibi SSK emeklilerine.
Maliye Bakanınca en büyük kara delik olan emekli maaşlarına.
SSK emeklisi dedelere ninelere yapılan zam önce yüzde 17 idi.
Sonra bu rakam Devlet Bahçelinin çıkışı ile yüzde 25’e çıktı.
Yani memurların maaşı ikiye katlarken.
Asgari ücretli yüzde elliyi kaparken.
Emekliye: ”Siz çok yemeseniz de,
Aç gezseniz de olur. Hatta az yiyip ölebilirsiniz de” dendi.
Bu kadar mı?
Hayır, işin bir de Şam Şeytanlığı var.
İyileştirmelerle emekli maaşları en düşük 7500 lira olmuştu.
Yüzde yirmi beş zammı eklediğinizde,
Maaşınızın 9500 TL olması gerekiyordu.
Ama bu defa iyileştirmeden önceki maaş baz alındı.
Onun üzerine zam yapıldı.
Emekli zam zade kardeşlerimiz ATM’den maaşlarını çektiklerinde rakamın,
8000 bin TL olduğunu,
Yani maaşına sadece 500 TL’ye yakın bir zam yapıldığını gördü.
VE büyük bir hayal kırıklığı,
Hüsran yaşadı.
Bir daha yıkıldı.
Özetle bu zammı yapan yüksek ekonomi bilgili(!) kardeşlerimiz,
Çarpmışlar,bölmüşler,geriye gitmişler, taban hesaplamışlar,
Kara kökünü almışlar.

Yüzde 25’i yüzde7’e indirmişler.
Yani bu kadar zam karaborsası arasında,
Emeklinin kafasına dipçiği vurdular.
Ama bu dipçik geri de tepebilir.
Hükümetin enflasyonla mücadelesini, depremle oluşan kara deliği,
Ekonomiyi düze oturtma çabalarını anlıyoruz.
Ancak çabaların sonucu en mağdur durumdaki emeklilerle düzeltmek,
Hem bu dünyada, hem de ahirette insana bir vicdani bir yükümlülüğü var.
Ayrıca unutulmaması gereken Türkiye’de 16 milyon emekli var.
Bu beli bükük insanlar tavır koydukları takdirde, hükümetleri de
Yerel seçimleri de iktidarları da dümdüz ederler.
Bir şey daha…
Ev sahiplerine de büyük haksızlık yapılıyor.
Sen enflasyonu önleyemeyeceksin.
Son iki üç yılda enflasyon rakamlarını yüzde 300’lerde seyrettireceksin.
Sonra ev sahibinin karşısına geçip;
“Yüzde 25’ten fazla zam yapamazsın.
Yaparsan, kodesi boylarsın ”diyeceksin.
Sana da hani; “serbest piyasa” koşulları diye sorarlar adamım.