Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın asıl adı Michel Lattas olup, Macar-Hırvat asıllı Hırvatistan Plaski doğumludur. 1827’de Avusturya’da Harp Okulu öğrencisiyken Osmanlı Devleti’ne sı¬ğınmış ve Ömer Lütfi ismini almıştır. Batı dillerinde tercüme yapabilecek elemanlara duyulan ihtiyaç sebebiyle seraskerlik mütercimliğine tayin edildi. Osmanlı ordusunda yüzbaşı olarak göreve başlamış, göstermiş olduğu başarılar neticesinde miralaylığa kadar yükselmiştir. 1841’de Lübnan’da Dürzi-Maruni kabileleri arasındaki çatışmaları bastır¬mak üzere görevlendirildi. Eflak ve Boğdan’daki ayaklan¬maların bastırılmasında göstermiş olduğu başarısından dolayı 1848’de Generalliğe yükseldi. 1849’de vezir rütbesiyle Müşir ‘’Mareşal’’ oldu. Edirne’yi ele geçirmek isteyen Rus ordularını yenerek geri çekilmesini sağladıktan sonra, Tuna üzerinden Kalafat’a geçti. Burada Rus birliklerini yenerek böl¬gede kontrolü ele geçirdi. Bu zaferden sonra Sultan II. Abdülhamit Ömer Paşa’yı Serdar-ı Ekremliğe ‘’Başkomutan’lığa yükseltti. Daha sonra Girit ayaklanmalarını da bastıran Ömer Paşa, 1869’da ‘’Hassa Mareşalliğe’’ terfi etti. 1871’de vefat eden Ömer Paşa, Hilal-i Ahmer’in kurulması aşamasında Abdullah Beye büyük destek verdi. Cemiyetin ilk kuruluşu onun des¬tek ve himayesinde gerçekleşti.

GÜNÜN HADİ-Sİ

Biriniz kardeşini Allah için seviyor¬sa ona sevdiğini söylesin. Bir insan ölünce üç kişi hariç herke¬sin ameli kesilir; ‘’Sadaka-i cariye bırakan, veya istifa¬de edilen bir ilim bırakan veya kendine dua edecek salih evlat bırakan.’’ Bizi aldatan bizden değildir. Cennet anaların ayağı altındadır. Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri nafile oruç tutup, gecelerini nafile ibadetle geçiren kimse gibidir. İhsan Muslu