Adını birbirine kavuşamayınca kendilerini Fırat Nehri'nin sularına atan Halil ile Fatma'dan aldığı söyleniyor. Bugün Fırat'ın altında kalan Halfeti, içinde ne hikayeler barındırıyor
 
BİR varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde iki genç varmış; Halil ile Fatma. Öyle sevdalılarmış ki birbirlerine... Ne var ki aileleri karşı çıkmış bu sevdaya. Onlar da atmışlar kendilerini Fırat'ın soğuk sularına... İşte ondan sonra Halil ile Fatma'dan esinlenilerek Halfeti demişler buraya. O ilçe şimdi suların altında; kimbilir belki de Halil ile Fatma'nın sevdasına şahitlik ediyor gizliden gizliye hala... 
Halfeti'nin Fırat Nehri'nin altında kalan kısmı  "Saklı Cennet" veya "Kayıp Kent" olarak anılıyor. Şanlıurfa'ya 112 kilometre uzaklıkta. Yüzölçümü 645 kilometre kare. 
 
 
İlçenin kuruluşu milattan önceki yıllara kadar uzanıyor. M.Ö. 855 yılında Asur Kralı 3. Salmanassar, "Şitamrat" demiş adına. Süryaniler "Kal'a Rhomeyta" ve "Hesna d'Romaye",   Araplar  "Kal'at-ül Rum" adını takmış. 11. yüzyılda Bizanslılar  "Romaion Koyla" adını vermiş. 1290 yılında Memluk Sultanı Eşref "Kal'at-ül Müslimin" demiş.  Yavuz Sultan Selim zamanında da Osmanlı egemenliğine geçmiş ve günümüzde de kullanılan "Urumgala" ve "Rumkale" adlarını almış.
İlçenin büyük bir kısmı Birecik Barajı'nın göl suları altında kalınca 7 kilometre mesafedeki Karaotlak mevkiine taşınmış. Fırat Nehri üzerinde çok sayıda eski ve yeni yerleşim merkezlerinin sonunu 1965 yılında başlayıp 1975 yılında tamamlanan Keban Barajı başlattı. Ardından Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış barajları inşa edildi. Sadece Birecik'in kuzeyinde Kavaklı, Çekem, Erenköy, Kamışlı gibi onlarca köy sualtında kaldı. 
 
 
SİYAH GÜL VE HİKAYESİ
 
Siyah gül dünyada sadece Halfeti'de yetişiyor. Çok ilginçtir; tohumunu başka bölgeye götürüp de ekerseniz siyah açmıyor. Ayrıca siyah gülü kesip de götürürseniz bu kez de rengi değişiyor. Bunun da bir hikayesi var. Halfeti'de bugün sular altında bulunan Ulu Cami'nin Ermeni ustası Asadur'un Vartuhi adındaki tek kızının Müslüman bir delikanlıya aşık olması bu. Ancak bu iki genç de birbirlerine kavuşamayınca çareyi Fırat Nehri'ne atlamakta bulmuşlar. O günden sonra da sadece Halfeti'de bütün güller siyaha dönmüş. 
 
 
RUMKALE
 
Asurlular döneminde Şitamrat ismiyle tanınıp sonra Urima adını almış ve 13. yüzyılda Ermeni Piskoposluğu'nun merkezi haline gelmiş. 1516 yılında Mercidabık Savaşı'ndan sonra Osmanlı egemenliğine giren Rumkale, Halep eyaletine bağlanmış. GAP idaresi ve Halfeti Kaymakamlığı tarafından ortak olarak yaptırılan Halfeti Köprüsü diğer adıyla "Halfeti Gerdanı" muhteşem bir nehir manzarasına sahip. Buradaki Yakubi Aziz Barşavma tarafından 13. yüzyılda yapılan Barşavma Kilisesi, birbirine yapışık formlarıyla günümüzde de ayakta kalmayı başaran yapılardan biri.
 
 
KANTARMA MEZRASI YA DA SELÇUKLU HANI
 
Ortaçağ'a kadar uzanan yapı tarzıyla kapalı bir bölümü ve avlusu olan han büyük boyutlu kesem taşlardan oluşuyor. 12'inci yüzyılın sonlarında Patrick Nerses anısına yapılan Nerses Kilisesi ise bölgedeki bir diğer tarihi yapı. Ermeniler tarafından ibadethane olarak kullanılan bu kilise surlar içerisinde yer alıyor.
 
SURP KRİKOR LUSAVORİÇ 
 
Kale içinde çok sayıda kalıntı var. En önemlisi Ermeni Kilisesince aziz olarak tanınan son patrik olan Aziz Nerses'in (1102-1173) ve 3. Krikor'un mezarının da bulunduğu kabul edilen Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi. Yöre halkı tarafından mahkeme binası olarak bilinen kilisenin yalnızca doğu cephesi ayakta kalabilmiş. İçkale Memlûklar devrinde ilavelerle genişletilmiş. Dışkale -Şehir Surları kalıntıları hâlâ ayakta duruyor. Kalede Meydan, Urfa, Meçan ve Bağlar Kapısı var. 
 
TEKNE TURU
 
Özellikle Rumkale civarını nehirden seyretmek insana bambaşka bir keyif veriyor. Savaşan Köyü, Aziz Nerses Kilisesi, Barsavma Manastırı ve daha birçok tarihi yapının yer aldığı Rumkale'ye turlar yapılıyor. Halfeti'nin asırlık konakları, camileri, hamamları ve mezarlıkları gibi bereketli topraklarının da aşağı yukarı yarısı, özellikle Savaşan Köyü Birecik Barajı'nın suları altında kaldı. Eski Halfeti; gölün kıyısındaki tekneleri, çay bahçeleri, restoranlar ve konaklama tesisleriyle bir Ege kasabasını andırıyor. Yaklaşık beş saat süren bu turla da Zeugma, Halfeti ve Rumkale'yi keşfetmek mümkün.
 
 
NASIL GİDİLİR?
 
Halfeti Şanlıurfa'ya 112, Gaziantep'e 105 kilometre uzaklıkta. İdari olarak Şanlıurfa'ya bağlı olmasına rağmen ekonomik olarak Gaziantep'le yakın ilişki içinde. Bu nedenle ilçeye Gaziantep'ten sürekli araç seferleri bulunuyor. Rumkale'ye ulaşmanın en kolay yolu Halfeti'den kalkan motorlar. Böylece hesaplı bir çevre gezisi de yapılabilir. 
 
 
NE YENİR?
 
Fırat'ta tutulan Şabut balığının tadına bakabilirsiniz. Halfeti'ye özgü yemekler arasında dolma eziği, erik tavası, döğmeli kelle, patlıcan kebabı, incir kebabı, mukaşşerli pilav, tatlılardan ise sütlaç, semsek ve peynir helvası kesinlikle denemeye değer.
 
 
NEREDE KALINIR?
 
Kalmakta sorun yok. Çok sayıda otel, eski konak ve tarihi binalardan oluşan konaklama tesisleri mevcut. 
 
YORUM
 
En önemlisi şu anda ilçenin en yüksek tepesine yapılmış beton kalıntısı otel kesinlikle ama kesinlikle Halfeti'nin eski tarihine yakışmıyor. Buna kim ve nasıl izin vermiş anlamak mümkün değil. Önceki yıllarda da gittiğimde olmayan Halfeti Limanı güzel olmuş. Hiç değilse insanlar teknelere binerken korkulu rüya görmekten kurtulmuş.