Hatırladıkça vücudumu bir ürperme alır, tir tir titrerim.

Bir gün Haremi şerifte gönlü yaralı bir meczup yana yakıla şu duayı ediyordu:

''İlahi Beni bağışla. Beni zelil etme. Beni bırakma ki, elimden başkasının tutmasını istemem. İster beni lütfunla  çağır, ister beni kov. Senin eşiğinden başka baş koyacak yerim yoktur.

Rabbim! Bilirsin ki, ben aciz ve zavallıyım. Nefsim azgındır. Aklım onun dizginini çeviremiyor. Nefsi emmarenin elinde esir ve mağlubum. Nefisle ve şeytanla kim başa çıkabilir.

Karıncalar kaplanlara baş edebilir mi? Yolunda giden erler hürmetine bana da yol göster. Beni düşmanlardan koru. Sığınağım ancak Sensin Allahım''

Allah'ım! Zatı Uluhiyetine hürmetine, eşi benzeri olmayan sıfatların hürmetine, Arafat'ta Lebbeyk  çağıran hacılar hürmetine Medinede yatan Resuli Ekremin hürmetine, düşmanı kadın sayan mücahitlerin kılıçları hürmetine bahadır gazilerin tekbirleri hürmetine, temiz ihtiyarların ibadeti ve doğrulukla yetişen gençlerin dürüstlükleri hürmetine, ruhumuzu teslim ettiğimiz o tehlikeli an da sen imdadımıza yetiş ve o son nefeste Bile iki demekten bizi Sen sakla.''.....

Gece gündüz taat ve ibadetle meşgul olanların bizim gibi taatsız ve ibadet bizlere şefaat edeceklerini uarım.  Temizler hakkı ve hatırı için bizi bulaşıklıktan uzak tut. Bir kusur ettiyse, bizi mazur gör.''

İbadetten beli bükülüp ikikat olduğu halde yine de günahtan utanarak başlarını eğip gözlerini yerden kaldıramayan ihtiyarların hatırı için, gözümü saadetime karşı kör etme ve şehadet getireceğim dakikada dilimi bağlama.

Görülmemesi gereken gösterme. Yapılmaması lazım geleni bana yaptırma. Ben muhabbet havasında bir zerreyim. Varlığımla yokluğum birdir. kufunun güneşinden bana bir tek ışık yeter.

Beni görenler o ışık içinde görsünler. 

Allah'ım! Asi kullarına nazar kıl ki, iyi olsunlar. Padişahın küçük bir ihsanı dilenciyi zengin eder. Eğer bana adaletinle muamele buyurursan, mağfiret vaadin vardı! diye inlerim. 

Beni kapınadan hakaretle kovma. Gidecek başka bir kapım yoktur!. Cahilliğimden bir kaç gün için kapından ayrıldım ise pişman olarak işte geri geldim. Beni affet ve kapını yüzüme kapatma.

Yazık ki, yaptığım kötülükler için makbul bir mazeretim yok. Sadece aczimi ileri sürebilirim.

Yarabbi!  Sen fakirin günahına bakma. Çünkü adettir; zenginler fakirlere acırlar. 

İlahi! ben gafletle ahdi unuttum. Mukadderat karşısında iradenin elinden ne gelir? 

Ben Senin hükmünden başımı çeviremiyorum. İraden ne iseo oluyor.'' (Bostan- Sadi Şirazi)