İslâm, yaratılış itibarıyla kadın ve erkeğin eşit olarak yaratıldığını bildirir.

“Ey insanlar; doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık...” (Hucurat, 49/13). Yine İslâm dini kadın ve erkek arasında bir ayrımın söz konusu olmadığını, doğum, ölüm ve daha sonraki hayatlarında bu iki cinsin birbirinden üstün bir tarafı olmadığını beyan eder.

Çünkü insan Allah huzuruna yardımcısız, tek başına çıkarak, hesabını kendisi verecektir (Meryem, 19/93). İman sahibi, salih amel işleyerek Allah yolundan ayrılmayan kadınların durumu Kur’an’da “ahirette ebedî bir hayat sürüp Cennete gidecek kişiler” arasında zikredilir. (Nahl, 16/97).

Kadınla erkek arasındaki farklılık uzviyetten ileri gelmekte ve kadınların zayıf, hassas varlıklar olduğu belirtilmektedir. İslâm kadına aile içerisinde baskı unsuru olabilecek ailenin zararına tüm davranışları ortadan kaldırmıştır.

Yine Allah, bir âyette; “...Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi kadınların da erkeklerin ma’ruf şekilde lehlerine de hakları vardır. Erkeklerin ise, kadınların üzerinde bir dereceleri vardır.

Allah, aziz mutlak galibdir, hakîm gerçek hüküm ve hikmet sahibidir.” (Bakara, 2/28) buyurarak, aile reisliği görevini erkeğe vermiştir. Erkeğin aile reisliğinde, ailenin ihtiyaçlarını karşılamak ve aileyi her türlü dış tesirlerden koruma görevi de söz konusu olduğu için ona büyük sorumluluk düşer.

Buna karşılık erkek aile içerisinde kadının şahsi malına karışamadığı gibi ona bazı yükümlülükler yükleyemez. Hatta kadın çocuğa bakmak istemezse kocasından bir bakıcı bile isteyebilir ve ev işlerini yapmayabilir. Kadın erkeğin meşru dairedeki emirlerine itaat etmekle mükellef tutulmuştur. (Ebu Davud).

İslâm aile hayatının devamı karşılıklı hakların korunmasıyla mümkündür. “Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.” (Tirmizi). Erkek, ailenin geçimini sağlamakla görevli olduğu için kadının maddi ihtiyaçlarını karşılamak ve bunu da İslâm dairesi içerisinde gerçekleştirmek zorundadır. (Nisa, 4/34).

Erkek kadınla iyi geçinmek ve onun haklarını korumakla yükümlüdür: “...Onlarla zevcelerinizle iyi geçinin. Şayet onlardan hoşlanmadınızsa sabredin. Olur ki bir şey hoşunuza gitmez de Allah’ü Teâlâ onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur.

Olur ki Allah size onlardan hayırlı evlâd ihsan eder, yahud, aranızda muhabbet oluverir.” (Nisâ, 4/19). İslâm, kadının sosyal ilişkiler yönünden yeteneklerini ve yeterliliğini, mümkün olan azami düzeyde meşru daireler içerisinde kullanmasına izin verir. “Sizin en hayırlınız hanımına karşı en iyi olandır.” (Tirmizi).