KLASİK bir söylemdir. Cenaze namazından önce imam sorar: ‘Nasıl bilirdiniz?.’ Cevap bellidir: ‘İyi insandı.’ Sevmeyenler ise içinden mırıldanır: ‘İyi değildi’. Aynı soruyu dünyanın belalısı ABD için, dünyanın devlet başkanlarını toplasak veya rastgele ülkelerden seçilmiş mürekkep yalamış, akil insanları toplayıp sorsak; ‘ABD’yi nasıl bilirsiniz?’ diye, eminim cevapların yüzde doksanı aynı paralelde olacaktır: Darbeci, ambargocu, tweetçi, işkenceci, sömürgeci, emperyalist, tehditçi, şantajcı, hırsız, katil, hatta soykırımcı. İşte gönül dostları ABD budur. Dünyanın başına gönderilmiş son Deccal’dır.

Maduro tiyatrosu

Maduro’ya çok sempatim yok. Sevdiğimi söylesem yalan olur. Bunun sebebi Venezuela yönetiminin zamanında Ermeni soykırımı palavrasını parlamentolarında bilmeden etmeden, araştırmadan ilk kabul eden ülkelerden biri olması. Adamlar binlerce kilometre öteden, sana kalkıp dünyanın en iğrenç yaftasını yapıştırıyorlar: Soykırımcı. Şimdi biz bu ülkenin arkasında duruyoruz. Aslında bu bir çelişki olsa da durma konusunda haklı nedenlerimiz de var. Çünkü Maduro’nun başındaki Demokles Kılıcı. Bir süre önce bizim de başımızda dolaşmıştı. ‘Darbe’ tehlikesini biz de yaşamıştık. ABD piyonları FETÖ hainini yıllarca besleyip semirtip, onun işbirlikçileri ile ülkemizi de ele geçirmeye çalışmıştı. Aynı Venezuela’da oynanan tiyatroda olduğu gibi. Aslında bu bir dram sahnesi.

Ayrık otu istemiyor

ABD Venezuela’yı arka bahçesi olarak görüyor, arka bahçesinde de ayrık otu istemiyor. Eh bunda ülkenin petrolünün zengin yer altı kaynaklarının rolünü de unutmamak lazım. Aynı Küba’da olduğu gibi. Tarihin zaman tünelinde gezinip gördüğümüzde, Türkiye dahil birçok ülkede olan darbelerin baş aktörü ABD’dir. Yıllarca Küba’da olanları dünya seyretti. İş nükleer kapışmalara bir ülkenin yok olma aşamasına kadar geldi. ABD ve de onun karanlık çocuğu CIA, Venezuela’da önce darbe, hatta darbeler denedi, olmadı. Sonra ambargolar denedi olmadı. Şimdi içten bir işbirlikçi Truva Atı bulmuş ona oynuyor. Hem de her türlü çirkefliği kullanarak. Yıllardır ambargo uyguladığı ülkenin sınırlarına, şimdi erzak dolu tır konvoyları doldurmuş. Niçin? Daha dün ambargolarla adamları açlıktan öldüren sen değil miydin? Çünkü amaca ulaşmak için ABD’de darbe dahil her yol mubah.

Nerede insan hakları?

Maduro’yu sevmediğim gibi, Mısır ve de Müslüman kardeşlere de pek sempatim yok. Ancak bu gerçekleri söylememe engel değil. ABD, işbirlikçisi olmayan, Müslüman Kardeşler ideolojisini belirlemiş, Mursi, Mısır’da iktidara gelince, içteki işbirlikçilerini ve de piyon askerlerini kullanarak darbe yaptı. Kendi ülkesinin menfaatlerinden çok ABD menfaatlerini koruyan, kollayan, gözeten bir SİSİ-MISIR yarattı. İşbirlikçisi AB de yanında durdu. Lafa geldiğinde her yıl insan hakları raporları yayınlayan, medeniyet dendiğinde mangalda kül bırakmayan bu sömürgeci, emperyalist iki oluşum hep aynı kulvarda koşuyorlar: ‘Menfaatleri doğrultusunda’. AB bize diyor ki; ‘İdam insanlık suçudur, idamı geri getirirseniz, Avrupa Birliğini unutun’. Şaka gibi! Aynı AB, ABD üç gün önce Mısır’da onlarca kişi idam edilmesinin arefesinde, ekonomik bir toplantıya tekmili birden katıldılar. Hiçbirinden bu idamlar konusunda tek kelime çıkmadı. Neden? İşte bu nedeni bulduğumuzda, AB ile ABD ile emperyalistlerle sömürgecilerle daha iyi mücadele edeceğiz.