İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göçün sadece bir sınır meselesi olmadığını belirterek, "Göç meselesi vekalet savaşlarında, iç savaşlarda, gelir eşitsizliğinden adalete, eğitime, sağlığa, gıdaya erişememekten kaynaklanan ve bundan sonra daha fazla da devam edebilecek bir meseledir." dedi.

Bakan Soylu, NATO Parlamenter Asamblesi Politik Komite ve Ortadoğu Komitesi heyetiyle bir araya geldiği yemekli toplantının ardından yaptığı konuşmada, 21. yüzyılı kimsenin böyle beklemediğini söyledi.

Soylu, özellikle Avrupa Birliği'nin (AB) 20. yüzyılın son çeyreğinde, daha birbirine uyumlu bir dünyayı, sınırların açık olduğu, insan haklarının çok daha üstün olduğu ve her meselenin dünya tarafından çok net bir şekilde takip edildiği bir dünyayı beklediğini belirterek "Ama 21. yüzyıl bize öyle bir dünya sundu. Bunu hepimiz yaşıyoruz. Birçok güvenlik problemleri ve vekalet savaşları yaşıyoruz. Birbiriyle simbiyotik ilişkiler ortaya koyan uyuşturucudan teröre, göçten, sınır aşan suçlara kadar birçok meseleyi hep beraber yaşıyoruz." diye konuştu.

Dünyanın 21'inci asrın 2020'li yıllarında 4 önemli sınamayla karşı karşıya kaldığına işaret eden Soylu bunlardan birinin 2,5 yıldır yaşanan salgın olduğunu dile getirdi.

Soylu, ikincisinin de göç meselesi olduğunu anlatarak "Göçün esas itibarıyla en büyük etkilerini yaşayan ülkelerden birisi olarak 'mış' gibi yapıldığı bir dönemi tekrar yaşıyoruz." ifadesini kullandı.

Bakan Soylu, 2018'de Marakeş'de küresel göç mutabakatı hükûmetler arası konferansında 4 yıl önce yaptığı konuşmada dünyada zorla yerinden edilen insan sayısını 71,4 milyon olarak söylediğini hatırlatarak "Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği geçen yıl bu sayıyı 84 milyona güncelledi. 3-4 aydır Ukrayna savaşı sebebiyle yerinden edilenleri de eklersek bu sayı neredeyse 100 milyona yaklaşmış oluyor. Şunun altını çizmek isterim: Göçün kaynağına müdahale edilmedikten sonra ortaya konulan tüm süreçler başarısızlığa uğramaya mahkumdur. Bu karşı karşıya kaldığımız ikinci problemdir." değerlendirmesinde bulundu.

Afganistan'dan normal insanların 4-5 bin dolara, VIP göçmenlerin 10-12 bin dolara Afganistan-İran-Türkiye hattına, belki oradan da Avrupa'ya geçtiklerini anlatan Soylu, daha önce uyuşturucu ticareti, sınır aşan kaçak ticareti ve suçlar ticareti yapanların bugün daha kârlı olduğu için bu işi yapmaya başladıklarını ifade etti.

Terör örgütleri, uyuşturucu tacirleri ve diğer sınır aşan suçlar içerisinde bulunanların bunları gerçekleştirdiğini vurgulayan Soylu, "Bu süreç biter mi? Bitmeyecektir. Peki küresel kulüplerin bu sürece dair olumlu bir katkıları var mı, hayır yok. Amerika dahil, Avrupa dahil büyük ülkelerin herhangi bir katkıları var mı, hayır yok. Varmış gibi gösteriyorlar." şeklinde konuştu.

Sınamalardan üçüncüsünün de enerji meselesi olduğunu aktaran Soylu şunları kaydetti:

"Maalesef yine büyük ülkeler burnunun ötesini göremedikleri için şu anda dünya büyük bir enerji kriziyle karşı karşıya. Peki çözülecek mi, hayır çözülmeyecek. Bakınız Afganistan iyileşmeyeceğine göre, Pakistan düzelmeyeceğine göre, Suriye meselesi bitmeyeceğine göre Irak, Amerika'nın vaaz ettiği demokratik bir süreçle karşı karşıya kalmayacağına göre, Yemen, Libya düzelmeyeceğine göre, Lübnan'daki fukaralık sona ermeyeceğine göre dünyadaki göç meselesi de devam edecektir."

Soylu, dördüncü meselenin ise bunların oluşturduğu ekonomik meseleler olduğunu belirtti.

Dünyanın batısında sentetik, doğusunda ise doğal uyuşturucu üretildiğine işaret eden Soylu, ABD, Afganistan'a girdiğinde, bu ülkede afyon üretilen alanın 17 bin hektar olduğunu aktardı.

Bakan Soylu, ABD, Afganistan'dan çıktığında ise bu rakamın 300 bin hektara kadar ulaştığını belirterek batıdan doğuya kimyasal uyuşturucu, doğudan batıya doğal uyuşturucu sevkiyatının kuzey rota, güney rota ve Balkanlar rotası şeklinde aynen devam ettiğini vurguladı.

Şimdi Kolombiya'dan ABD'ye ve başka ülkelere olan diğer ülke rotalarının olduğunu aktaran Soylu, bunların da karşı karşıya kalınan farklı problemler ve farklı alanlar olduğuna dikkati çekti.

Dünyanın en büyük problemlerinden bir tanesinin de mali suç yaygınlığı olduğuna işaret eden Soylu, "Bir elinizde kripto para, diğer elinizde sanal kumar var. Bir elinizde havaleyle bir taraftan bir tarafa nakledilen para var. Yani kara paranın, yani terörün oluşturduğu bir finansmanın, yani kumar parasının ve uyuşturucu parasının dünyanın her tarafında istediği gibi dolanabileceği bir sisteme bugün kimse sesini çıkarmadı. Bu da karşı karşıya kaldığımız önemli bir problemdir. Küresel kulüpler, dünyanın büyük ülkeleri bunu yok görüyorlar ve herhangi bir müdahale ortaya koyulmuyor." değerlendirmesini yaptı.

Bakan Soylu, "21. asır kadar dünyayı yönetenlerin savunmasız kaldığı herhangi bir dönem olmamıştır. WhatsApp, Twitter ve Facebook da elimizde değil. Kimin elindeyse dünyada yeni bir vesayet sistemi kurduğu, dünyayı yönetenleri tehdit ettiği, itibarlarını altüst ettiği ve bunun kontrol edemediği bir dönemle karşı karşıyayız." dedi.

Geçen yıl TBMM'de bütçe konuşmalarında, Karadeniz'de yeni bir savaşın başlayacağını söylediğinde muhalefet partisi milletvekillerinin dudak büktüğünü dile getiren Soylu, "Doğruydu, olmayabilirdi. Ama maalesef Rusya'yla Ukrayna'nın karşı karşıya kaldığı savaşı ve Ukrayna'da, orada çocukların, yaşlıların ve yüz binlerin ve milyonların topraklarını terk etmek zorunda kaldığı süreci hep beraber yaşadık. Ve dünyanın büyük bölümü de seyretti." ifadesini kullandı.

Bakan Soylu, bu dünyada sorumluluk verilen insanlar olduklarını ifade ederek şöyle konuştu:

"Eğer biz bunları seyreder, birilerinin düzeltmesini beklersek aynen Suriye'de olduğu gibi 14 milyon insan yerinden edilir. Afganistan'dan Avrupa'ya gitmek isteyen yüz binlerce insan 4-5 metre karın altında kalarak ölürler. Bu mesele belki de dönemimizin maliyeti olarak gelecek nesillere sirayet eder ve gelecek nesiller hepimizi lanetlerler. Bu bir insanlık meselesidir."

Göç meselesinde bir yanılgı olduğunu, maalesef Batı'nın, Avrupa'nın özellikle göçü bir sınır meselesi olarak değerlendirdiğini anlatan Soylu şöyle devam etti:

"Göç meselesi Türkiye ve Yunanistan arasında bir sınır meselesi değildir. Türkiye'yle Suriye'nin 911 kilometre arasındaki bir sınır meselesi de değil. Afganistan'la İran hattındaki bir mesele de değildir. İran-Türkiye sınırındaki bir mesele de değildir. Göç meselesi vekalet savaşlarında, iç savaşlarda, gelir eşitsizliğinden adalete, eğitime, sağlığa, gıdaya erişememekten kaynaklanan ve bundan sonra daha fazla da devam edebilecek bir meseledir."

Bu meselenin yüksek bir siyasetle değerlendirilmemesi ve kaynağında çözüme kavuşturulmaması halinde bütün dünya için yakıcı bir hal alacağını ve devam edeceğine dikkati çeken Süleyman Soylu sözlerini şöyle tamamladı:

"Peşi sıra şehirlerdeki, kentlerdeki yaşamı zorlaştıracak. Peşi sıra yabancı düşmanlığını artıracak. Peşi sıra kendine ait problemlerle iç karmaşıklıklar oluşturacaktır. Bu da 21'inci yüzyıldaki bir dünyaya, üniversitelerimize, bilim dünyamıza, bu iletişim çağına teknolojinin yüksek durumuna hiçbir şekilde yakışmamaktadır."
 

Editör: Haber Merkezi