Tam zamanı... Çok sevdiğimiz, özlem duymadan kavuşabildiğimiz bir zenginliğimiz bizim tatil. Bakın yıllık takvimlerimize tatil dolu dönemler var. Hele de önü ve arkası alınarak 10 güne çıkan bayram tatilleri yok mu? Tadına doyum olmuyor. Şehirler boşalıyor, yazlıklar doluyor. Kara, hava, deniz yolu sirkülasyonu para basıyor. Kredi kartları doluyor, avanslar, ikramiyeler harcanıyor. Banka kredileri tüketiliyor. Hele bu dönem fırsat üstüne fırsat var. Bu fırsatlara da 8 gün kaldı. Konut, mobilya, beyaz eşya, otomobil için vergi indirim süresi doluyor. Avantaj sinyali hala yanıyor yani. Hanımlar yılbaşı hediyesi bekler. Öyleyse fırsat bu fırsat beyler. Bu da tatilin bonusu. Tatil deyince 1 numarayız yani. TED Ankara Koleji'nde okurken tanıştım Noel ile. Çünkü Noel'in tatili vardı. Amerikalı ve İngiliz öğretmenler Noel tatiline çıkar, bize de piyango vururdu. Dün Noel kutlandı. Hafta da böyle geçecek. Sonra yeni yıl tatili. Takvime baktım, fena değil. Cumartesi pazar tatil. Pazartesi yılbaşı. Salı da ertesi olunca 4 günlük piyango.
 
Ucuzuktan yararlan
 
İşte harcama için yeni fırsat. Hediye al. Ucuzluktan yararlan. Hindileri doldur. Pastalar, kuruyemişler, 70 milyon hayali ile biletler. Devreden loto toto umutları. Tombala, okey. Erkeklerin şakadan poker veya yanık turu ve eski yıla elveda. Ankara siyaseti de tatilde. Bütçe bitti. On gün gece gündüz çalışıldı. Tatil hakları. Şimdi seçim bölgesi zamanı. Yani eve dönüş. Hem tatil hem yöresel siyaset. İşin en kolay ve zevkli bölümü. Herkes tanıdık. Çay kahve, ziyaret muhabbet, karşı partiye sallama, bol vaat, söz, umut ve beklenen oy, oy, oy....
 
Tam bir keyif dönemine giriyoruz yani. Ama parmağımızın arkasına saklanmayıp da şöyle geniş bir açıdan bakarsak önümüze elbette keyfimizi kaçıracak bir durum olduğunu da anlayacağız. Konkordato, iflas, yangınlar, biriken borçlar, çoluk çocuk, gelecek korkusu, iş beklentisi, yeni yıl zamları... Çarşı pazar alış verişte fiyatların cep yakması, kara kışın elektrik, doğalgaz ve benzin tüketimine katkısı. Kış ekonomisi nedeniyle meyve sebze fiyatları. Et, balık, tavuk zamları...  Bunlar akla gelince başımız dönmüyor mu? Haydi diyelim tasarrufla atlatırız. Bir çorba nasıl olsa kaynar. Erişte, makarna, papara derken kışı geçiririz.
 
Sonrasını bilmiyoruz
 
Ya sonra? İşte bunu bilemiyoruz. Gerçekten ya sonra ne olacak? Bu sorunun yanıtını da üç aylık seçim vaatleri döneminde öğreneceğiz. Hele bir seçim dönemini atlatalım gerisini düşünürüz. Ancak düşünemeyeceğimiz ve yarınlara bırakamayacağımız öncelikli gündemimiz terörle mücadele olacaktır. Suriye üstüne oynanan oyunlar... Suriye'nin Kandil olma ihtimali. Kuzey Irak'taki yapılanma ve Suriye'den kaçanlar ile kış uykusu için mekan tutulacak mağaralar. ABD'nin getirdiği bunca silah ve mühimmatın toparlanması. Asıl yanıt aranacak sorunlardır bunlar. Ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önceki gün attığı tweetler ile bir kez daha istikameti işaret etti: Derhal harekat. 
 
Toparlanmalarını beklemeden. Silahlarını taşıyamadan. Kaçamadan. Hatta bir taşla iki kuş birden. Hem PKK hem DEAŞ. Peki Türk ordusu aynı anda iki hedefe yönelik harekat yapabilir mi? Elbette yapabilir. Gücü, kapasitesi, terör ve çete ile mücadeledeki deneyimi TSK'yı dünyanın sayılı kurumlarından bir haline getirdi. Süleyman Şah Türbesi de ABD'nin DEAŞ bahanesi de, göçmen Suriyelillerin yuvalarına dönme olanağı da tümü birden çözümlenecek bir fırsattan söz ediyor Sayın Bahçeli. İşte bu harekat belki de Güney sınırımızda önemli bir normalleştirmeye neden olabilir. Suriye'deki yeni anayasa, seçimler, azınlık hakları ve Esad'ın tavrı. Elbette sonrası da Suriye'nin yeniden yapılandırılması.
 
5-10 yıllık iyi niyetli bir plan için önce kapsamlı bir temizliğin gereklilik olduğu anlatılmaya çalışılıyor. Neyse bunlar ciddi konular. Tatil demiştik. Önce tatili düşünelim. Hristiyan cemaatine de yeni yıl hazırlığı içinde olanlara da seçim bölgelerine dönecek olan siyasetçilere de iyi tatiller dileyelim. Gün itibarıyla tatil haftasına girilmiştir artık. Mali müşavirler, muhasebeciler, bankalar, şirketler, aktif-pasif işlemleriyle eski defterlerini kapatıp yeni defterlerini açmaya çalışıyor.
 
Kim öle, kim kala. Hele şu tatilin hakkını verelim bir hele!