Türk futbol basınının duayeni Şansal Büyüka, geçtiğimiz günlerde Milliyet gazetesindeki bir yazısında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir'e şöyle seslenmişti:

"Nihat Abi; dost acı söyler... Aldığın ya da almadığın kararlarla, verdiğin ya da veremediğin cezalarla, çok hızla irtifa kaybediyorsun, prestij kaybediyorsun, inanılırlığını kaybediyorsun... Yapma, kendine ve futbola bu kadar zarar verme..."

Ne fayda!

Büyüka'nın çağrısı boşunaydı. Çünkü TFF yine öyle bir karar aldı ki; "Türk futbolu nasıl yönetilmemeli" diye ders olarak okutulsa yeridir!

İkide bir değiştirilen yabancı kuralı bir kez daha değişti ve yine işin içine "+" olayını soktu.

Yani; 

- 2020-21 sezonunda 8+6 olacak. Kulüpler en fazla 14 yabancı uyruklu futbolcu ile sözleşme yapabilecek, 14 futbolcu ile sözleşme yapılması halinde bu futbolculardan en az 1 tanesi 01.01.1996 ve daha sonraki tarihlerde doğmuş olabilecek ve bu futbolculardan sadece 8 tanesi müsabakaya devam eden kadroda aynı anda sahada yer alabilecek. 

- 2021-22'de sayı 7+5'e düşecek.

- 2022-23 sezonunda da 6+4 olacak.

Fatih Terim'in dediği gibi; bu "+"lı sistemde bakalım kaç takım hükmen mağlup olacak!

İnsan soramadan edemiyor:

- Neden ikide bir yabancı oyuncu sistemi değişiyor?

- Neden işin içine bu + olayı sokuluyor?

- Neden transferde oyuncu özelliklerine bakılmıyor da sayılar üzerinden gidiliyor?

- Neden neden neden?

Bilemiyorum, acaba bu ilginç fikirler kimin aklına geliyor?

Halbuki dünyanın en değerli ligi olarak kabul edilen İngiltere'ye bak; al kuralı aynen uygula!

Nedir İngiltere'de yabancı oyuncu transfer kuralı? 

İngiltere’de yabancı sınırsız. Ama çalışma yani oynama izni alınması için oyuncunun, son iki yılda milli takımındaki maçların yüzde 75’inde forma giymesi gerekiyor. O ülkenin FIFA sıralamasındaki yeri ve oyuncunun genç bir yetenek olup olmadığı federasyonun oluşturduğu bir komitenin puanlama sistemine göre değerlendiriliyor.

Bu kadar basit işte.

Ne artısı var, ne eksisi!

Bu artı sistemiyle kulüplere diyorsun ki; ver parayı, al yabancıyı, tribüne çıksın!

Cezalardaki adaletsizlik... Kurullardaki düzensizlik... Alınan kararlardaki çelişkiler... 

Bu federasyonla bu iş gitmiyor, gitmeyecek de...

Yazının başında Şansal Büyüka'nın TFF Başkanı Nihat Özdemir'e yaptığı çağrıya yer vermiştim. Tekrar vereyim ve bitireyim:

"Nihat Abi; dost acı söyler... Aldığın ya da almadığın kararlarla, verdiğin ya da veremediğin cezalarla, çok hızla irtifa kaybediyorsun, prestij kaybediyorsun, inanılırlığını kaybediyorsun... Yapma, kendine ve futbola bu kadar zarar verme..."