DÜŞÜNÜRLER, edebiyatçılar, sanatçılar, eğitimciler, şimdilerde gözde meslek haline gelen kişisel gelişimciler farkında olmadıkları bir batakta çırpınıp dururlar. Tüketici yetiştirirler ve yetiştirdikleri tüketiciyi her gün daha çok tüketmeye teşvik ederler. Sorsanız, ya da böyle yaptıklarını söyleseniz isyan eder, reddederler. Ama, hakikat bu. Dünya egemenlerinin istediği istikamette muhataplarını sevk ve teşvik ederler. Yaptıklarını onlara fark ettirmeye kalkanı ise anasından doğduğuna pişman ederek, dünya egemenlerine hizmet etmediklerini, hayatın gerçeği için teşvik ettiklerini söylerler.

Yükseklere göz dikmek

İnsanlara hep yüksekteki hedefler gösterilir. Eğitim böyle yapar. Eğitimci de bireylere bunu ne kadar çok benimsettiği ile kendini başarmış sayar. En üste göz dikmek, kendi yeteneklerini hesaba katmadan, kendi haddini -hududunu çizmeden hep en yükseklere göz dikmek. Hayatı anlamlı kılan, ama aynı zamanda hayatı çekilmez hale getiren bir olgu. Yerinden memnun olmayanlar asla mutlu olamazlar. İçinde yaşadığı şartları kabul edip, o duruma uygun davranışlar gösteren kişi hem başarılı hem mutlu olacaktır. İnsan hayatı ya mutlu olarak, ya da üzgün olarak yaşar. Ama mutluluk uçucu, hüzün, elem, keder, üzüntü kalıcı değilse bile tortu bırakan bir haldir.

Aadil iken zalim olmak

En üst dereceye, mertebeye göz diktiğinde insan, oraya ulaşmayı arzu ettiğinde, ne kadar çok emek harcaması gerektiğinin hesabını yapmaz. Yeterli olup olmadığını da düşünmez. Başarmak için özünde hangi değerlere sahip olması gerektiğini de göz önüne almaz. Sadece arzu eder ve ister. Hem öylesine ister ki, o andan itibaren hayatının gayesi haline gelir o üst makam. Esasında insanın bir hedefinin olması, hem de yüksek bir hedefinin olması hayatı anlamlı hale getirir. Ama çalışmak, didinmek, yarışmak, başkalarının nefeslerini ensesinde duymamak, önüne kimsenin geçmesine izin vermemek gibi zorunluluklar var. Bu zorunlu davranışlar sergilenirken insan hak ve hukuku zarar görebilir. Huyu değişebilir insanın. Aadilken zalim olabilir. Yarış, en üste göz dikmek böyle bir şey.

Daha çok tüketmek için

En üste çıkmak niçin gerekli? Daha çok imkean sahibi olunacağı için daha çok tüketme şansı yakalanacaktır. İnsanlığa hizmet için, dine hizmet için, ahlaka, Allah’a hizmet etmek için gibi kutsal amaçlar ifade edilse bile gün geçtikçe o kutsal amaçlar yerini en üste ulaşmak, imkeanları artırmak ve daha çok tüketmek şekline evrilir. İnsan hem kendini, hem başkalarını aldatmaya yönelik olarak en süfli isteklerini bile bir kutsala sararak sunar. İnanan bir süre sonra hayal kırıklığı yaşayacaktır. Bu hep böyle olmuştur. Ama ümit hiç bitmez. Belki bu defa öyle olmaz, belki bu kişi öyle yapmaz ümidi, yeni aldanışlara zemin hazırlar. Çok terbiyeli, çok samimi, çok iyi huylu insanlar tanıdım. Onlar cemiyet hayatında belli şöhrete ulaştıklarında artık o benim tanıdığım insanlar değillerdi.

İmtihan dünyası

İnsan bu hayata belli imtihanlara muhatap olmak için gönderildi. Mal, evlat, eş, mülk, makam, para, şöhret verilir, artırılır, azaltılır. Sınavı başarana pek rastlamadım. En üste kışkırtılan insanlar iyi birer tüketici oluyorlar. Küresel egemenlerin istediği gibi yaşıyor insanlar. Onların dediği nesneleri, onların tavsiye ettiği kadar tüketiyorlar. Düşünürler, edebiyatçılar, sanatçılar, eğitimciler, illa da kişisel gelişimciler küresel egemenlerin hizmetinde olduklarını bilmeden, onlardan bir emek karşılığı almadan hizmet veriyorlar.