Hadis ilminde hafız, yüzbinden fazla hadis-i şerifi ezbere bilen ve aynı zamanda fıkıh alimi. Ebu Nasr el-Yemami'nin azadlı kölesi olup, künyesi, ''Ebu Nadr'dır.'' Kendisine Yesar, Neşit ve Dinar ismi de verilirdi. Basralı olan Yahya bin Ebi Kesir, on sene Medine'de ikamet edip, Tabiinin büyüklerinden istifade etti.Yemame'de yerleşip meşhur alimler arasına girdi. 747 senesinde vefat etti.

Babası, Salih bin el-Mütevekkil olup, zamanının en meşhur alimlerinden ilim tahsil etmiştir. ''Kendisi Tabiinden olup, Enes bin Malik, Ebu Seleme bin Abdurrahman bin Avf, Hilal bin Ebi Meymune, Muhammed bin İbrahim et-Teymi, Yala bin Hakim, Muhammed bin Abdurrahman bin Sevban, Ebu Nadr el-Abdi, Abdullah bin Ebi Katade, Ebu Şu'be, İkrime, Ata ve daha birçok zattan hadis-i şerif rivayet etti.''

On yaşında iken Medine'ye ilim öğrenmek için giden Yahya bin Ebi Kesir'i pekçok alim medhetmektedir. Mesela Şu'be: "Yahya, Zühri'den önce gelir."

Ahmed bin Hanbel: "Yahya ile Zührî insanların en alimidirler."

Eyyub Sahtiyani: "Yeryüzünde Yahya bin Ebi Kesir gibi kimse kalmadı." Ebu Hatim ise: "O, sikadır güvenilir." İbnü'l-Medini ise: "Muhammed (s.a.v.) ümmetine, ilmi altı kişi ezberleyip nakletti. Bunlar Mekke'de Amr bin Dinar, Medine'de ez-Zühri, Kufe'de Ebu İshak es-Sebii ve el-A'meş, Basra'da Katade ve Yahya bin Ebi Kesir'dir." diyerek, onun ilimdeki yüksek derecesini bildirmektedirler.

Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden ba'zıları şunlardır:

"Kim ni'met sahibinden zenginlerden başkası ile fakirlerle ilgilenmez, yüz çevirirse, Allah'ü Te'ala'nın Muhammed'e (s.a.v.) indirdiğini inkar etmiş olur."

"Bir kimse sahibi olmadığı bir şeyi nezredemez, adakta bulunamaz. Mü'mine la'net etmek, onu öldürmek gibidir. Bir kimse dünyada iken bir şey ile kendini öldürürse intihar ederse, ahiret gününde onunla azab edilir. Kim yalan söyleyerek İslamdan başka din üzerine yemin ederse, o kimse söylediği dine girmiş olur. Kim de bir mü'mine küfür ile iftira ederse, o kimseyi öldürmüş gibi olur."

"Kim çok konuşursa çok hata yapar, çok hata yapmak çok günah işlemeye sebep olur. Günahı çok olana Cehennem layık olur. Kim Allaha ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin veya sussun."

"Oruçlu kimseler sizin sofranızda iftar ederlerse ve salih insanlar da sizin yemeğinizden yerlerse, orada melekler de hazır bulunurlar."

İslamiyet üç şey üzerine bina edilmiştir:

La ilahe illallah diyen bir kimseye bir günah sebebi ile "kafir" oldu demeyiniz ve bu hususta onun aleyhine şahidlik etmeyiniz.

Yahya bin Ebi Kesîr'in güzel sözlerinden ba'zıları:

"Bir sihirbazın bir ayda bozamadığını, bir nemmam koğucu söz taşıyan bir saatte bozar."

"Bir evde üç şey varsa, oradan bereket kalkar. Bunlar; israf, zina ve emanete hıyanet ekmektir."

"Amellerin en faziletlisi vera'dır. İbadetlerin en faziletlisi de tevazudur. alçak gönüllülük.

"Altı şey bir kimsede varsa, imanı kamil olur; Allahü Te'ala'nın düşmanları ile kılıçla silâhla döğüşmek, yaz günlerinde oruç tutmak, kış günlerinde abdest alırken ayak parmaklarının arasını hilallemek, bulutlu günlerde namazı erken kılmak, haklı olduğumu bildiği halde münakaşayı ve çekişmeyi terk etmek ve musibetlere karşı sabretmek."

"Kula kıyamet gününde ilk önce namazından sorulur, namazı tamam olursa bütün amelleri tamam olur, namazı eksik olursa, bütün amelleri noksan olur."

Yahya bin Ebi Kesir, Süleyman aleyhisselamın oğluna yaptığı nasihatla ilgili olarak, şöyle buyuruyor:

"Ey oğlum nemimeden söz taşımaktan sakın. Çünkü o, kılıçtan daha keskindir. Gadablanmaktan kızmaktan sakın. Çünkü o zalimlerin mülküdür, ölüm mülkü gibidir. Fikri münakaşayı bırak, onun faydası yoktur ve kardeşler arasına düşmanlığı sokar.

Ey oğul, Allah'ın kitabına sarılman ona tabi olman lazımdır.

Ey oğul, gadabın çoğundan sakın, çünkü o halim yumuşak, tevazu sahibi insanın kalbini mahveder.

Ey oğlum, helak olanın bu halini merak etme, ebedi saadete kavuşan, kurtulan insanların halini merak et, onları düşün. Ey oğul, vücudun sıhhati, zenginlikten daha önemlidir."