O nasıl "harlı" bir ateşti öyle…
Maç başladı, iki takımın da temposuyla, ortalık bir anda yangın yerine döndü… Beşiktaş da Trabzonspor da kendilerini aşmış, seyir zevki yüksek bir resital sunuyordu…
Ataklara bakınca "bu takımlar birbirini nasıl durduracak" diyorsunuz, bir yandan da "bu takımlar bu savunmaları nasıl aşacak" merakına düşüyordunuz…
 
Ortada 3 puan vardı ve çok anlamlıydı… Kazanan en az 3 basamak birden çıkacak, zirve umutlarını pompalayacaktı…
Pahalıydı yani her şey… 3 puan zordu, rakip zordu, kazanıp gülmek zordu… 
Daha 6. dakikada Karius mucizesini, 8'de Quaresma ile kaçan golü izledik… 22'de Beşiktaş direğinde patlayan topla havaya sıçradık…
 
İlk yarının son dakikasında Trabzon ateşi, ağları tutuşturdu… Rodellega, Karius'tan kurtulup boş ağları yakaladığında Beşiktaş soyunma odasına yenik gitti…
Oyunun temposu ne zaman düşecek diye beklediğimiz ikinci yarıda da beklenen olmadı… Beşiktaş'ın Caner ve Gökhan değişiklikleriyle çıktığı maçta, çok ihtiyaç duyduğu kanat ortaları gelmeye başladı…
Beşiktaş'ı izlerken, 47'de sahne alan yine Trabzonspor oldu ve Nwakaeme, ile bir anda skor 2'ye çıktı, Beşiktaş tribünleri dondu kaldı…
 
Ama sahada durmayı bilmeyen bir Beşiktaş olduğunu ilerleyen dakikalarla birlikte gördük… 
Temposunu bir an yitirmeyen maçta, bu kez top ve ağların aşkına tanıklık edenler Beşiktaşlılar oldu… 58'de Onazi'nin kendi kalesine attığı topla skor da maç da kırıldı… 
Beşiktaş'ın geriye düşmüş olmakla artan ateşi ve Trabzon'un önde olmanın verdiği rahatlığa sarılması ile ortaya müthiş bir mücadele çıktı yine… Beşiktaş'ın 68'de VAR'a takılan golü ısrarla kovalaması, 90+6'da sonuç verdi ve Mustafa Pekdemek ile skor dengelendi…
Harika bir mücadele, müthiş bir heyecan ve imrenilesi bir kazanma hırsı ile geçen 90 dakikada yenilen olmadı ama, sevinen de olmadı…
Bu maçta gördük ki, Trabzon'da Uğurcan ve Abdülkadir, Beşiktaş'ta Dorukhan ve Güven, tam not alarak "alt yapılara güvenin" mesajı verdi…
Bence takımlarının kazanamadıkları maçtaki en büyük kazançları bu gençler oldu..