06 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi YAŞAM Ağabeyi bacak bacak üstüne attı diye bıçaklamış: Nurbari Mircihan öldü

Ağabeyi bacak bacak üstüne attı diye bıçaklamış: Nurbari Mircihan öldü

Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 17 yaşındaki kız kardeşi Nurbari Mircihan'ı bıçakla öldüren ağabeyi Salih Mircihan'ın ifadesi kan dondurdu

17 yaşındaki Nurbari Mircihan, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde ailesiyle birlikte yaşıyor, aile bütçesine katkıda bulunmak için de bir kafede çalışıyordu.

Üniversite sınavına hazırlanan genç kız misafer olarak gittikleri dayısının evinde 29 yaşındaki ağabeyi Salih Mircihan tarafından boğazı kesildikten sonra defalarca kez bıçaklandı. 

Nurbari Mircihan'ın cenazesi, gözyaşlarıyla toprağa verilirken, gözaltına alınan ağabeyi Salih Mircihan ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Ağabeyinin uyuşturucu bağımlısı olduğu, daha önce de annesi Adle Mircihan'ı bıçakladığı, bu nedenle bir süre cezaevinde kaldığı da belirlendi.

Katilin savcılıktaki ifadesi de kan donduran cinstendi. 

8 yıldır uyuşturucu kullandığını belirten Salih Mircihan, pazartesi günü, annesi ve kız kardeşi ile dayısının evine misafirliğe gittiklerini belirterek şöyle devam etti:

"Annemi saat 22.00 sıralarında eve bıraktım. Ardından dayımın evine döndüm. Otururken 3-4 belki daha fazla sigara içtim. Dumandan etkilenen dayım kızdı. Dayımlarla vedalaştım ve eve gitmek için kapıya yöneldim.

Bu sırada susadığımı fark ettim ve mutfağa gidip, bir bardak su içtim. Mutfakta kardeşim Nurbari ve dayımın kızı Kader vardı. Nurbari'nin oturuşuna baktığımda, telefon ile mesajlaştığını görünce erkek arkadaşıyla görüştüğünü düşündüm.

Kardeşimin bacak bacak üstüne atması ve laubali hareketlerinden rahatsız oldum. İçimden 'lanet gelsin' diyerek, mutfaktan çıktım ve evin kapısına yöneldim. Ayakkabılarımı giydim, bir anda gitmek istemediğimi fark ettim. Aklım hala kardeşim Nurbari'deydi. Ayakkabılarımı çıkarmadan mutfağa girdim. Mutfak tezgahında bulunan ekmek bıçağını alarak kardeşime savurdum.

Sol elimle kardeşimin saçlarından tutuyordum, sağ elimle de bıçağı Nurbari'ye sapladım. İlkinde bıçak kardeşimin göğüs kafesinin altına, kaburgasına doğru saplandı. Sonra bıçak kardeşimin boyun kısmına geldi. O sırada cinnet geçirdim. O an aşırı sinirliydim. Kardeşimin yaşamasını istemiyordum, kendimi kontrol edemedim. Kardeşimi bıçaklarken, ruh halim bir yandan onu bıçaklamama el vermiyordu. Kardeşimi bıçakladığım sırada mutfakta sadece Kader vardı. Kader çığlık atınca dayımın çocukları gelerek beni engellemeye çalıştılar.

Kuzenlerim beni tutarak balkona götürdü. Bu sırada boğuştuğum dayımın oğlu Mehmet Gül'ün parmağı kesildi. Elimdeki bıçağı Mehmet zorla aldı. Balkonda bulunduğum sırada hala sinirliydim, cinnet geçiriyordum ve kendimi kontrol edemiyordum. Bu sırada yanımdakilere 'Daha ölmedi, beni bırakın, onu öldüreceğim' dedim. Kafamı sağa sola vuruyordum.

Bu olayı önceden tasarlamadım ve dayımın evine kardeşimi öldürme maksadıyla gitmedim. Olay bir anlık cinnet geçirmem neticesinde, öfkemi kontrol edememem hasebiyle olmuştur. Psikolojik rahatsızlığım veya akıl hastalığım yok. Adana ve Gaziantep'e uyuşturucu tedavisi için ilaç yazdırmaya gittim. Sol kolum ve sağ elimde bulunan yaralanmalar bıçağı kardeşime savururken oldu. Olay nedeniyle çok üzgünüm ve pişman oldum. Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *