Caner Kara, 1983 yılında Kars’ın Arpaçay ilçesinde doğdu. Dört yaşında ailesiyle Bursa’nın Osmangazi ilçesine göç etti. Türkçü ve Turancı kimliğiyle öne çıkan Kara, şair, yazar, aktivist ve fikir insanı olarak tanınıyor. Genç yaşlarda milliyetçi yapılanmalarda görev aldı; 2005 yılında “Kara Sancaklılar” adlı bağımsız Türkçü teşkilatı kurdu, sonrasında “Genç Atsızlar” adıyla bu örgütlenmeyi genişletti.
caner kara kimdir? Eğitim hayatı ve mezuniyeti
Hayatı merak edilen Caner Kara, Anadolu Teknik Lisesi’nin elektrik bölümünden mezun oldu. Lise sonrasında üniversite eğitimi için adım atsa da, eğitimini üç kez yarıda bıraktı ve mezun olamadı. İngilizceyi iyi derecede biliyor. Eğitimini tamamlamamış olmasına rağmen, milliyetçi camiada yayınladığı dergiler, şiirleri ve makaleleriyle ciddi bir takipçi kitlesi edindi.

Hayatındaki önemli adımlar ve çalışmalar
Edebiyat dünyasında da şairliğiyle hece ölçüsü ve aruz ölçüsünde yazdığı şiirlerle dikkat çeken Kara, “Tayma” mahlasıyla tanınıyor ve Genç Atsızlar E-Dergisi ile Kömen Dergisi’nin imtiyaz sahibi oldu. Yazarlık ve fikir adamı kimliğiyle, radikal Türkçülük davası uğruna davalarla, soruşturmalarla karşılaştı ve bu mücadelesiyle camiada bilinirlik kazandı. Ötüken Dergisi’nde görev aldığı, Türkçü Turancılar Derneği’nde başkanlık yaptığı dönemlerde siyasi aktiviteleriyle öne çıktı.
Kara, hayatına bekâr olarak devam etmektedir. Dava adamı, aktivist, güçlü şair ve polemikçi yazar kimliğiyle Türkçülük hareketine hem edebi hem teşkilatçı anlamda katkı sunmakta, şiirleri ve kitaplarıyla takip ediliyor.
Türkçülük nedir?
Türkçülük, Türk halklarının kültürel, siyasi ve ekonomik birliğini sağlama fikrini esas alır. Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyıl sonlarından itibaren ortaya çıkan bu düşünce; dil, tarih ve kültürde Türk kimliğinin geliştirilmesini öngörür. Ziya Gökalp, Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul gibi aydınlar tarafından sistemleştirilmiş ve Cumhuriyet döneminde Atatürk tarafından da millî ideoloji olarak benimsenmiştir. Türkçülük, “Türk milleti” kavramını öne çıkarır; ırk temelli milliyetçilikten ziyade ortak kültür, tarih ve dil birliği ekseninde tanımlanır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda etkili olmuş, modernleşme ve ulusal birlik çabalarının merkezinde yer almıştır. Günümüzde de birçok siyasi ve kültürel hareketin temelinde Türkçülük fikri bulunur.
Turancılık nedir?
Turancılık veya Pan-Turanizm, Türkçülükten daha geniş bir coğrafi ve etnik bütünleşme hedefler. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında özellikle Osmanlı ve Macar aydınları tarafından ortaya atılmıştır. Tüm Ural-Altay kavimlerinin (Türkler, Moğollar, Finler, Macarlar, Estonlar, Tunguzlar) siyasi ve kültürel anlamda bir araya gelmesini savunur. Ziya Gökalp başta olmak üzere, bazı ideologlar ilerleyen yıllarda Turancılığı yalnızca Türk halklarıyla sınırlandırarak, Türkçülük ile özdeşleştirmiştir. Turancılık, bir hayal ve ideal olarak görülmüş, pratikte ise çok uluslu bir imparatorluk veya federasyon projesine dönüşmemiştir. Cumhuriyet döneminde Atatürk, Turancılığı romantik ve gerçek dışı bir ütopya olarak nitelemiş ve ulus-devlet modernleşmesine öncelik vermiştir.
Türkçülük ve Turancılık arasındaki fark; birincisinin ulusal, ikincisinin uluslararası birlik ve bütünleşme fikrine dayanmasıdır. Turancılık, çoğu zaman edebiyat ve siyaset arenasında bir ideal olarak konuşulsa da, tarihsel gelişiminde Türkçülük, eğitim, dil, kültür ve vatandaşlık temelinde daha gerçekçi program oluşturmuştur.
Her iki fikir, milliyetçilik tartışmalarında ve modern Türk kimliğinin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Ziya Gökalp ve Nihal Atsız gibi düşünürlerin yazıları; günümüzde hala Türkçü ve Turancı söylemlerin temel kaynakları arasında yer alır.
