Bir adam hile ve sahtekarlıkla halkın malını yer, sofradan kalkarken de şeytana lanet ederdi.
Bir gün şeytan karşısına çıkarak, ona dedi ki; ''Senin gibi ahmak, budala görmedim. Be adam! Benimle aran bu kadar iyiyken lanet etmende nedir?”
Cahilliğin ve gafilliğin sebebiyle işlediğin pis işlerinin, o tertemiz melekler tarafından yazılmasına gönlün nasıl katlanır?
Sen doğru yolu tut. Rabbinle barış, bir şefaatçı kazan ve günahların için özür dile. Yalnız vakit kaybetme....
Ecel peymanesi dolduğu zaman bir an bile aman bulamazsın.
Bir hayra muvaffak olamadıysan, hiç olmazsa çaresizler gibi Allah'a yalvar. Günahların ne kadar hadden aşkın da olsa, nadim olup tevbe edersen, Hakkın huzuruna temiz varırsın.
Barış kapısı açıkken acele et, hemen gir. Yarın bakarsın ki, kapanıvermiş.
Oğlum! Günah yükünün altına girme. Ağırdır, kaldıramazsın. Yolculukta yük taşıyanlar, aciz kalırlar. İyilerin tuttukları yoldan yürü, git.
Dileyen bu bahtiyarlığı bulur. Fakat sen alçak şeytanın kuyruğuna yapışmışsın; iyilere ne vakit erişebileceğini bilemem.
Peygamber Efendimiz sav ancak şeriatının yolundan gidenlere şefaat edecektir. 
(Şeyh Sadi Şirazi-Gülistan).
BİR HADİS:
Allahım! Yolculuğun yorgunluk ve sıkıntılarından kötü şekilde dönmekten, kötü hallere düşmekten, mazlumun bedduasından, mala ve aileye gelecek kötülüklerden sana sığınırım. (Müslim)
BİR AYET:
Size bir selam verildiğinde ya daha güzeli ile veya dengi ile cevap verin.
Allah, her şeyin hesabını eksiksiz bilmektedir. (Nisa; 4/ 86)
NAZARA KARŞI OKUNAN AYET:
''De ki; Sabahın rabbine sığınırım, Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden, karanlığı
çöktüğü zaman gecenin şerrinden. (Felak Suresi, 113/ 1-3)