Küçük yaşta ailesi ile Demirköy ilçesinin Hamdibey köyünden Lüleburgaz ilçesine yerleşen Gürdal, lisenin ardından İstanbul'da üniversite eğitimini tamamladı.
İstanbul'da 2014 yılına kadar ticaretle uğraşan Gürdal, 8 yıl önce kentin stresinden uzaklaşmak amacıyla işlerini oğluna devrederek doğduğu topraklara dönmeye karar verdi.
Köyde bir süre dinlendikten sonra orman içerisindeki kıraç arazilerinde yaban mersini ve aronya yetiştirmeye karar veren Gürdal, 110 dönümlük araziye üzümsü meyve fideleri dikti.
Gürdal, İstanbul'un stresinden uzak kaldığı köyünde üretime destek veriyor.
"Köyümde hem paramı hem sağlığımı kazanıyorum"
Gürdal, AA muhabirine, uzun yıllar yaşadığı İstanbul'un kendisini yormaya başlaması sonrası köyüne döndüğünü söyledi.
Hayatının yarım asrını stres içinde İstanbul'a verdiğini ancak mutluluğu köyünde bulduğunu anlatan Gürdal, "Köyümde hem paramı hem sağlığımı kazanıyorum. Çok memnunum, çok mutluyum. Bence herkes köyüne dönsün." dedi.
Gürdal organik tarımla en iyi ürünleri tüketiciye sunmak istediğini vurguladı.
Yaban mersininde verimi artırmak için ormandaki çam kozalaklarını toplayarak ürünlerin köklerine attıklarını belirten Gürdal, doğal yöntemler ile verimi yüzde 30 artırdıklarını kaydetti.
Yetiştirdiği ürünlerin marka olduğunu kaydeden Gürdal, üretimde hiçbir yapay gübre ve ilaç kullanmadıklarını anlattı.
Geçen yıl 15 ton ürün aldığını bu yıl ise verimi 30 ton olarak beklediğini ifade eden Gürdal, "Arazim ormanlık alan içerisinde. Bizim arazimiz klasik tarıma uygun değil. Burada buğday ve arpa gibi ürünlerde verim çok düşük oluyor. Dolayısıyla burası meyvecilik için ideal bir üzümsü meyve üretimine sahip. Biz bu konuda çok şanslıyız." dedi.
