35 yaş şiirini yazan şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’yı onaylıyor adeta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan... Farklı biçimde tabii... O 65 yaşın baharında gibi. Doğum günü nedeniyle Sayın Erdoğan’ın takvim yaşı ile diğer yaşlarına dikkat etmeye çalıştık. Fark işte burada. Doğum gününde bile İstanbul’dan önce Giresun, sonra Erzincan’a uçtu. Birer saatten fazla iki miting yaptı. İki ayrı şehrin özelliklerine göre, tek başına aralıksız konuştu. İktidarı boyunca yaptıklarını özetledi, yapacaklarını bir kez daha anlattı. Yol boyunca mutlaka ki, bakanlarıyla konuştu. Külliye’deki Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve danışmanlarıyla telefon trafiğinde bulundu. Kutlamaları yanıtladı. Gece Ankara’ya geldi. NTV’nin iki saatlik canlı yayınına katıldı.

Öğle yemeği verdi

Bir sonraki günkü programı için mutlaka çalıştı ve ön hazırlık yaptı. Sabah namazına kalktığına göre önceki gün kaç saat uyudu acaba? Dün ise akil adamlar toplantısına katıldı. Bölgelerinin önder isimleriyle bir araya gelerek onları dinledi. Öğle yemeği verdi. Daha sonra ABD heyetiyle görüştü. Başta Suriye meselesi olmak üzere ekonomik işbirliği çerçevesinde büyük önem arz eden konulur gözden geçirildi. Genel başkanlığını yaptığı partisinin işleri, hükümet çalışmaları, dış politika süreci derken 24 saate sığamayacak bir tempo... Dahası da olabilir. Tahmin edemeyeceğimiz ve zaman ayırdığı işler de vardır mutlaka. Her biri başlı başına sıcak gündem. Bu enerji ve bu tempo Sayın Erdoğan’ın vücut yaşını asla 65 yaş ile orantılamıyor. Çalışkanlığı, psikolojisi, mücadele hırsı, dünyaya bakış açısı, hepsi ama hepsi farklı yaş kategorilerinde değerlendirilmeli.

20’inci mitingi

Diğer liderler daha Ankara’dan dışarıya adım atamadan Cumhurbaşkanı Erdoğan 20’nci il mitingini de tamamladı. İlçelerin yekününü hatırlamıyoruz. Bu durumla şair Tarancı’nın deyimiyle, Sayın Erdoğan’ın enerji ve vücut yaşı 35 olabilir. Takvim yaşının ne önemi var ki. İnsan hissettiği ve yapabilirlik yaşında değil mi zaten? İşin ilginç yanı, bakanları, danışmanları ve mahiyetinin de bu tempoya ayak uydurmak zorunda olması... Geride kalanın vay haline! Yıllar önceydi. Rahmetli Kadir Has ile birlikte Kayseri’ye gitmiştik. Hayır işlerinin bazılarının açılış töreni vardı. Sayın Erdoğan da Başbakan olarak gelmişti. Çalışkanlığı ile tanınan rahmetli Kadir Has, o babacan tavrıyla bazı tavsiyelerde bulunmuştu yüzüne hitaben: “Sayın Başbakan, çok çalışıyor ve uykusuz kalıyorsunuz. O siyah gözlükleri taktığınızda sizin şekerleme yaptığınızı hissediyorum. Bu kadar yorulmayın. Zamanı ekonomik kullanın.” 15 yıl kadar önceydi bu sözler. Demek ki, 50 yaşındaydı Sayın Erdoğan. Bugün ise 65... Tempo çok daha yüksek. ‘Tek başına Ankara bürosu’ unvanını aldığım dönemlerde bile bu kadar enerjik miydim acaba? Asla... Kıyas bile kabul etmez. Oysa 65 yaşına girildiğinde bakın neler oluyor:

65 yaş hakları

- Devletten zorunlu emeklilik.
- 65 yaş kartı alma hakkı.
- Hastanelerdeki tedavide öncelik.
- Otobüs, tren, vapur ücretsiz.
- Uçak indirimli.
- İstendiğinde ev hizmetlerine ücretsiz katkı.
- Emeklilik yoksa 65 aylığı.
- Bankalarda öncelik vs...

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tempoyu yıllardır böyle sürdürüyor. Demek ki, insanoğlunun farklı farklı yaşları bulunuyor. Takvim yaşı elimizde değil. Ancak enerji, motivasyon, hırs, atletiklik, çalışkanlık, sevgi, başarı, hedefe ulaşma isteği gibi çeşitliliklerin yaşla alakasının olmadığı kanıtlanıyor. ‘Yeter ki iste’ veya ‘hayata nasıl bakarsan öyle görürsün’ gibi sözler doğrulanmış oluyor. Hiç kimse Sayın Erdoğan’ın yanında çok çalıştığını ve çok yorulduğunu söyleyemez. Yoksa hemen alır cevabını. Kıssadan hisseye...