Bakın ne diyor oğlu PKK tarafından,
Zorla dağa götürülen Ayşegül Biçer annemiz;
“Bu bayram bize bayram gibi gelmedi.
Evimiz cenaze evi gibiydi.
Bekleme çadırımız da öyle.
Yüreğimiz yanık. Yüreğimiz yaralı.
Çünkü evladımız yanımızda yoktu.
Akıbetini merak ediyoruz.
Evine dönsün istiyoruz. Yanımızda olsun istiyoruz.
Onu doya koklamak sarılmak istiyorum
Daha 17 yaşında evladıma doyamadım.
Onu dağa götürene de, kandırana da
Milyon kere lanet olsun”.
Böyle diyor yüreği yanık annemiz.
Doyamadığı oğlunu DAĞA götüren teröristlere,
İşbirlikçilere lanet yağdırıyor.
Delikanlı M. Biçer’in daha bıyıkları bile terlememiş.
Bir gün iddiaya göre HDP milisleri aracılığıyla,
Akçakale sınırından karşıya Kuzey Irak”a geçmiş.
Ve PKK-YPG hainlerine teslim edilmiş.
Delikanlıdan gelen son haber,
Çok pişman olduğu geri dönmek istediği,
Ancak bunun artık imkânsız olduğu, kaçarsa,
Öldürüleceği yönünde gözdağı verildiği.
Yüreği yanık Ayşegül Biçen annemiz şimdi evladının yolunu gözlüyor.
O yüreği yanık binlerce PKK-HDP-YPG mağduru annelerimizden,
Sadece bir tanesi.
Onun gibi daha niceleri var.
O nicelerden bir kısmı şimdi,
Diyarbakır HDP binasının önünde evlat nöbetindeler.
Sayın İmamoğlu’nun ziyaret için yanlarına gitme gereği(!) duymadığı
Bir selamı bile çok gördüğü, onların yerine PKK’ya yardım yataklıktan,
Kayyum atanan belediye başkanını ziyareti tercih ettiği,
Annelerimizden bir tanesi.
Evet, gönül dostları,
Bu annelerimiz PKK tarafından organize edilen,
Sözde bölücü insan hakları örgütleri tarafından desteklenen,
O meşhur CUMARTESİ Anneleri değiller.
Bunlar siyasi propaganda amacıyla da evlat nöbetinde değiller.
Sadece evlatlarına kavuşma mücadelesi içindeler.
Zorla dağa kaçırılan,
Para ile pul ile kandırılan,
Büyük Kürdistan palavrası ile beyinleri yıkanan,
Fakir KÜRT çocuklarının anneleri onlar.
Cahil, kullanılan Kürt çocuklarının anneleri.
Azılı, teröristlerce hep ön safta cepheye sürülen,
Savaş makinelerinin önüne atılan,

Sonuçta heder olan Kürt çocuklarının anneleri.
Kim ne derse desin.
Onlar eli kalem tutması gereken,
Okuyup adam olması memlekete faydalı olması gereken o çocuklar,
Bu toprakların çocukları.
Bu çocuklarımız emperyalist düşmanı olarak geçinen,
Kendilerin devrimci diyen, PKK terör örgütü tarafından yenilmek
Üzere aslanların kol gezdiği arenaya kurban olarak sunulan çocuklar.
ABD, İsrail ve de batının piyonu oldurulan çocuklarımız.
Kendi bayrağına, kendi insanına,
Kurşun sıkmak zorunda bırakılan çocuklarımız.
Bu annelerimiz niye HDP’nin kapısında bekliyorlar?
Niye başka bir adrese gitmiyorlar?
Çünkü HDP’nin terörizmin siyasi ayağı olduğunu biliyorlar.
HDP’nin, PKK’nın askerlik şubesi gibi çalıştığını biliyorlar.
Dağa kaçırılan her 10 çocuktan 9’unda HDP’nin elinin olduğu,
İddiaları çok yaygın bir söylenti.
İstihbarat kaynakları da aynı şeyi teyit ediyor.
Bunca kayyum HDP’li belediyelere niye atanda sanıyorsunuz!
En başta yardım ve de yataklıktan,
PKK’ya maddi manevi her türlü desteği vermekten
Emperyalistlerin önlerine koyduğu,
Büyük Kürdistan avucundan.
Sanıyorlar ki devletlerini kuracaklar,
Batılı karanlık odaklarda kendilerinin arkasında duracak,
Onları koruyup kollayacak.
Gülerim ben bu ütopik hayale.
Biliyoruz ki, emperyalistlerin kullanma süreci bittiğinde,
Buruşturulmuş bir kâğıt havlu gibi bir kenara atılacaklar.
Özetle dostlar dağlarda PKK’lı sayısı 400’ün altına indi.
Artık bu militanların gelir kaynaklarına daha çok eğilmeliyiz.
Uyuşturucudan gelen kaynaklara.
Avrupa’dan gelen kaynaklara.
Kara paradan elde edilen kaynaklara.
Belediyelerden aktarılan paralara.
Ve de bu teröristlere yardım eden işadamlarına.
Bunları önünü kesersek, MASAK iyi çalışırsa.
Teröre harcadığımız milyarlarca dolar,
Hiç uğruna katledilen 50 binin üzerinde ki insanımız.
Ve de gözü yaşlı terör kurbanı anne babalarımız,
Ve bunca çabamız boşa gitmemiş olur.