18 yıllık savaştan sonra Taliban ve ABD, Afganistan barış görüşmeleri yapıldı. Ancak geçen hafta yapılan bir bombalı saldırı sonrasında Başkan Trump, Taliban ile yapılan görüşmeleri askıya aldığını ve Camp David’de planlanan Trump-Taliban görüşmelerin iptal ettiğini açıkladı

Trump’ın barış görüşmelerini iptal ettiğini duyuran açıklaması, Afganistan’da bir şok etkisi yarattı. Ancak bir anda Barış masası kuran ABD, neden bir tweetle masayı dağıttı? Sorusunun cevabı, dünya kamuoyunda merak uyandırıyor. ABD’nin Afganistan işgali ‘Sonsuza kadar Savaş’ olarak düşünülürken, savaş maliyetleri yüzünden sonlandırılmak istenirken, jeo-stratejik nedenlerden ötürü barış sağlanamıyor. Afganistan, 1979’da Sovyet işgaliyle başlayan, 2001 yılında ABD işgalinden günümüze kadar, milyonlarca insanı öldüren ‘sonsuza kadar savaşa’ son verilmesi için önce Taliban ile Afgan hükümeti, daha sonra da Taliban ile ABD arasında barış görüşmeleri başladı. Bu görüşmelere paralel, ateşkes de yürürlüğe girdi.

Çekilme takvimi belliydi

ABD elçisi, Taliban ile anlaşma taslağını TV’de duyururken; patlama oldu. Bombalamanın sorumluluğunu Taliban üstlenirken, saldırının ABD ve Afgan güvenlik kuvvetlerinin, Afgan köylerini bombalamasına karşılık verdiğini söyledi. Taslak anlaşma, Katar’ın başkenti Doha ve Moskova’da müzakere toplantısından sonra Afganistan’dan yaklaşık 5.400 Amerikan askerinin çekilmesiyle sonuçlanacak. Buna karşılık, Taliban’da kontrolü altındaki topraklarda El Kaide, DEAŞ ve Afgan yerel silahlı grupların ABD’ye karşı saldırılara müsaade etmeyeceğini, garanti etmesini içeriyordu. Daha sonra ki görüşmelere bağlı olarak kalan 9.000 ABD askerin çekilmesi, ‘Afgan-Afgan’ görüşmelerine göre şekillenecekti.

Hükümet görüşmelerden rahatsız

Taslak anlaşmanın dile getirilmeyen bölümünde, ABD’nin Taliban’a yönelik hava saldırılarına son verirken, Taliban da ABD askerlerinin bulunduğu topraklara yönelik tüm saldırıları durduracaktı. Öncelikle Taliban-ABD görüşmelerinin en büyük engelleyicisi, Afgan Eşref Gani hükümeti. Gani, bu görüşmelerden önce, seçim öncesi bir tür meşruiyet/siyasi kazanım sağlamayı düşüyor. Gani hükümetinden ABD ile yakın çalışmasına rağmen hem Amerikalılar, hem de Taliban rahatsız. Hava saldırıları, Amerikan ve Afgan hükümetinin, Taliban’a üstünlük sağladığı en önemli olgu olduğu için Afgan Hükümetinin üstünlüğü Taliban’a geçmiş olacaktı.

Orta Asya’nın kalbi

Pentagon, Afganistan’da sürekli bir askeri varlığın sağlanması gerektiğini savunuyor. Çünkü Afganistan, enerji bakımından zengin Orta Asya’nın kalbinde yer alır. Özellikle Haşhaş üretimi ve Avrupa’ya transferi noktasında stratejik öneme sahiptir. Uluslararası rahipleri/düşmanları hem İran’a, hem de Çin’e sınır ve Rusya’ya yakındır. Bu yüzden ABD+NATO bağlamında Afganistan’da ekonomik ve stratejik çıkarlardan ötürü Kabil’i kontrol altında tutmak istiyor. Meşruiyeti zayıflamış Afgan hükümeti, yozlaşmış Afgan kabileleri ABD’nin artık kullanacağı nitelikte değil. Bu bağlamda yeni partnerler mümkünse yeni ortaklar ABD’nin Afganistan politikasında, yeni bir sinerji oluşturması bekleniyor. Özellikle 15 Temmuz FETÖ+NATO darbe kalkışmasında eleştirilerin odağındaki isim, ABD Ankara Büyükelçisi John Bass’ın Kabil’de göreve başlamasından sonra Afganistan’da ABD açısından yeni hava kattığını anımsatmak gerekir.

Onurlu bir çıkış yolu arıyor

Trump, bir yandan 2020 seçimlerinden önce Afganistan’dan çekilmek isterken, diğer yandan da ABD’nin Afganistan’dan asla tamamen çıkamayacağını açıklayan ‘çelişkiler’ belirtmeye devam etti

Washington’un yaklaşık 2 bin 500’ü Afganistan’da faaliyet gösteren CIA çalışanı ve askeri uzmanların geleceğini ve kontrolü altında tuttukları Afgan Hükümetinin akibetini de garanti almak istiyor. Çünkü özellikle Afgan köylerinde ve tüm Afganistan’da kötü davranışlarından ötürü birikmiş büyük bir nefret söz konusu. ABD, trilyonlarca dolar masraf yaptığı Afganistan savaşından geri çekilmek için ‘Onurlu bir çıkış yolu’ arıyor. Washington, Kabil’de Taliban’ın yönettiği bir rejimle anlaşması pratikte mümkün görünmüyor.

Ancak artan savaş ve askeri masraflar her geçen ABD ekonomisine büyük maliyetler ödetiyor. Ayrıca bu çelişkiler yumağı içerisinde, ABD’nin emperyalist çıkarları peşinde koşmaya devam etmesi, bölgede askeri üsler bulundurmak zorunda bırakıyor. ABD, enerji bakımından zengin Hazar Eski Sovyetler Birliği, İran, Pakistan, Çin ve Güney Asya’yı çevreleyen stratejik bir bölgede, Afganistan gibi bir karakolu kontrol altında tutmak. Mümkünse geri çekilirken bile kukla bir hükümeti tesis etmek istiyor.Ancak bu şartlar henüz oluşmuş gözükmüyor.

ABD-Pakistan ilişkilerinin çözülmesi

ABD’nin Pakistan ile ilişkilerinin zayıflaması ve Hindistan’ı Çin’e karşı, ABD’nin Güney Asya’nın ana müttefiki olarak tercih etmesi, Pakistan’ın ABD’nin Afganistan’daki çıkarlarını güvenceye alma konusunda endişelenmesine neden oldu. Çünkü Pakistan kadim rakibi/düşmanı Hindistan’ın ABD yörüngesindeki politikasını kabullenmediği gibi Pekin ile uzun zamandır devam eden askeri güvenlik ortaklığını genişletmek için 60 milyar dolarlık Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru anlaşması yaptı. Bu son gelişme, Washington ile İslamabad arasındaki gerilimi büyük ölçüde artırdı.

ABD Başkanı Donald Trump, Pakistan’ın Başbakanı Imran Khan’la düzenlenen Beyaz Saray’ın düzenlediği ortak basın toplantısında, Trump, Afganistan’ı “Dünya yüzeyinden” silmekle tehdit ederken, Amerika’nın en uzun savaşında hızlı bir zafer kazanması için “Bir haftada” 10 milyon Afgan öldürmekle tehdit etmişti. Bu tehdit söylemi aslında Pakistan’dan daha fazla destek talebi noktasında olumsuz bir hal durumunda, askeri operasyonların Afgan halkına yaratacağı bir maliyet olarak düşünüldü.

IMF’den Pakistan’a kredi

Washington uzun süredir Pakistan’ın Taliban’a askeri ve politik baskı yapması için “daha fazla şey yapmasını” istiyor, böylece Washington’un lehine savaşın çözümünü güvence altına almak istiyordu. Hem ekonomik hem de jeopolitik nedenlerden dolayı, Pakistan, Çin ile ABD arasındaki denge içerisinde bir yolunu bulabileceğini umuyor. Nitekim geçtiğimiz ay ABD’nin etkisiyle; IMF, Pakistan’a acil durum kredileri sağlamayı kabul etti.

ABD’nin Pakistan’dan vazgeçememesi, Trump’ın Pakistan Başbakanı İmran Khan’ı barış görüşmelerin hamisi olarak takdim etmesi, kredi kolaylığı ve Hindistan’ın Taliban’la yapılan barış görüşmelerine davet edilmemesi gibi sebepler Hindistan’da ciddi rahatsızlığa neden oldu.Hindistan, bu gelişmelerin üzerine ve ABD’nin tehditlerine rağmen Rusya’dan S-400 almak için Ruslara ön kaparo ödemesini gerçekleştirdi.

Son 18 yıl felaket oldu

Taliban-Amerikan barış görüşmeleri ekonomik nedenlerden bir masa da bir şekilde sulha doğru gidiyor. Ancak başta Afgan Eşref Gali hükümeti, Taliban’ın askeri şahin kanadı ve Hindistan bu görüşmelerin en büyük engelleyicisi gözüküyor. Sonuç olarak ABD-Taliban anlaşmasının kaderi ne olursa olsun, son 18 yıllık savaş Afgan halkı için felaket oldu. Doğrudan çatışmada öldürülenlerin sayısı 175.000 olurken dolaylı ölümlerin muhtemelen 1 milyona yakındır. Milyonlarca kişi evlerinden sürüldü. 2.300’den fazla ABD askeri ve 1100 diğer yabancı askerlerin hayatına mal oldu. Çıkarlar ve sonuçlar, makro veya mikro hangi emperyalist hesaba hizmet eder bilmiyorum ama silahların susması, Afgan halkının geleceği açısından en büyük kazanım olacaktır.