Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, faiz giderlerindeki artışın kamu maliyesindeki sorumsuzluktan değil, 2023 depremlerinin yaralarını sarmak amacıyla yapılan borçlanmadan kaynaklandığını açıkladı.
Enflasyonda düşüş eğilimi
Orta Vadeli Program’ın (2026-2028) tanıtımının ardından konuşan Şimşek, dezenflasyon ve fiyat istikrarının ana öncelik olduğunu vurguladı.
Enflasyonun yüzde 65 seviyelerinden yüzde 30’un altına gerilediğini,
2026 için hedefin yüzde 20’nin altı olduğunu,
Fiyat istikrarı için tam koordinasyon içinde hareket edildiğini belirtti.
“Tasarruf konusunda samimiyiz”
Şimşek, kamu harcamalarının sıkı denetim altında olduğunu ve tasarruf genelgesi sayesinde harcamaların yüzde 33 azaltıldığını söyledi.
2024’te bütçe limiti 100 lira iken 96,7 lira harcandığını,
Faiz dışı harcamalarda limitin altında kalındığını,
257 kamu idaresinin sürekli denetlendiğini aktardı.
“Deprem nedeniyle faiz gideri arttı”
Faiz harcamalarındaki yükselişin sebebine ilişkin Şimşek şu ifadeleri kullandı:
“2023 ve 2024’te önemli faiz dışı açık verdik. Bunun temel sebebi, deprem felaketinin yaralarını sarmak için yapılan 90 milyar dolarlık harcamadır. Bu borçlanmanın faiz giderleri geçici bir artış oluşturdu. Bu kamunun sorumsuzluğu değil, zorunluluktu.”
Şimşek, 2025’te faiz giderlerinin milli gelire oranının yüzde 3,3 olduğunu, sonraki yıllarda tekrar düşüşe geçeceğini söyledi.
“Türkiye şoklara dayanıklı”
Bakan Şimşek ayrıca:
Türkiye’nin rezerv yeterliliğinin IMF kriterlerine göre 1,13 seviyesine çıktığını,
Risk priminin (CDS) 700’den 260’a gerilediğini,
Son bir haftada piyasada olağan dışı bir hareketlilik yaşanmadığını belirtti.
Vergide adalet vurgusu
Şimşek, vergi sisteminde adaletin güçlendirileceğini ve kayıt dışı kazançlarla mücadelenin sürdüğünü açıkladı:
İstisna ve muafiyetlerin azaltılacağını,
Kayıt dışı çalışan zenginlerden daha fazla vergi alınacağını,
Yapay zekâ destekli denetimlerin artırıldığını ifade etti.